ROMAN TOPLULUKLAR İÇİN YEREL SOSYAL POLİTİKAL GELİŞTİRME PROJESİ KAPSAMINDA YÜRÜTÜLEN ATÖLYELERİN GENEL ANLATIMI
BAŞAK EREL
2006- 2008 yılları arasında
gerçekleştirilen Roman Topluluklar için Yerel Sosyal Politikalar Geliştirme
Projesi kapsamında Zonguldak, Çanakkale, Batman ve Mardin/Nusaybin illerinde
fotoğraf atölyesi çalışmaları yürütülmüştür. Söz konusu proje Avrupa Komisyonu
Türkiye Temsilciliği ve Açık Toplum Enstitüsü Türkiye Temsilciliği tarafından
finanse edilmiş ve Sosyal Kültürel Yaşamı Geliştirme Derneği'nin Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politikalar
Forumu ile ortaklaşa yürüttüğü ve Edirne Roman Derneği ve Diyarbakır Çocuklar
Aynı Çatı Altında Derneği tarafından desteklenmiştir. Projenin saha çalışmaları
her ilde söz konusu ilin en yoksul mahallesinde yürütülecek mülakat çalışmaları
ve söz konusu mahallelere hizmet sunan kamu kurum ve kuruluşlarıyla yürütülecek
mülakat çalışmaları sonrasında mülakatlarda ortaya çıkan sorunların çözümlerine
yönelik tartışmaların yürütüleceği toplantılar olarak planlanmıştı. Çocuklarla
yürütülen fotoğraf atölyeleri fikri ise söz konusu mahallelerde yaşayan
çocukların yaşadıkları sıkıntıları ve/veya özlemlerini görünür kılabilecek bir
method olarak ortaya çıkmıştı. Fakat yürütülmesi planlanan atölyelerin
öncesinde çalışma ekibinin Kocaeli/İzmit'te sabit bir karanlık odada üçer
aylık, her haftasonu yürütülmüş olan fotoğraf atölyesi çalışmasından farklı bir
method uygulanmalıydı. Çalışmanın yürütüleceği her şehirde üçer günlük sokak
atölyeleri olarak yürütüen çalışmaya
Zonguldak'ta 13, Çanakkale'de 11, Batman'da 17 ve Mardin/Nusaybin'de 9
katılımcı olmak üzere toplamda 52 çocuk katıldı. 7-14 yaş grubu çocukların
katıldığı çalışmalar mahallelerde bas-çek makinalarla gerçekleştirilen çekim
çalışmalarından ve sonrasında yine mahallelerde gerçekleştirilen sergilerden
oluşmuştu. Çocuklarla sürdürülen 3 günlük kısa çalışmaların aslında odağı
çocukların gözünden söz konusu mekanların tasvir edilebileceği görsellerin
oluşturulması oldu, nitekim proje çalışma yürütülen illerdeki mahallelere
yönelik uygulanabilir sosyal polikalar önerilerinin sunulacağı bir kitap
çalışması halinde tamamlandı ve kitapta raporun yanısıra çocukların ürettiği
fotoğraflara da yer verildi.Yürütülen üç günlük çalışmanın içeriği ise
şöyleydi:
- makine, ışık, kadraj anlatımı ve filmsiz
makine ile çekim alıştırması
- Filmli ortak çekim çalışması, nitekim
çocuklarla hiçbir konu yönlendirilmesine gidilmedi, fakat genel olarak her
çocuğun isteği kendi ailesini ve evini çekmek yönündeydi.
- Çocuklara çekimi yapılmış fotoğrafların
dağıtımı ve serginin mahallenin onların istedikleri bir yerinde hazırlanması.
Atölye çalışmaları esnasında çalışma
yürüttüğümüz mahallelerin fiziki koşullarından dolayı bir çok sıkıntı yaşandı;
fakat yaşanan en önemli sıkıntı methodolojik bir hatadan kaynaklanan bir
sıkıntıydı; çalışmalarda ortak çekimler gerçekleştirildiğinden sonrasında hangi
çocuğun hangi filmin hangi karelerini çektiği anlaşılamıyordu. Tek atölye
eğitmeni ile çalışılmış olması da çalışmanın kalabalık çocuk grupları ile yürütülmesi
açısından ek zorluklara sebebiyet vermişti.
Atölyelerin tüm ürünlerinin sergilendiği
yerel sergiler adını verdiğimiz çalışma ilde yürütülen tüm saha çalışmasının en
son aktivitesi olarak gerçekleştiriliyordu ve sergiler mahallenin tek kamusal mekanlarında
çocuklarla birlikte varolan koşullar ne ise o şekilde hazırlanıyordu. Sergi
çalışmasının en önemli görevi ise ilde söz konusu mahalleye hizmet sunmakla
yükümlü kurum ve kuruluşların temsilcilerinin davet edilmesi oluyordu. yani
'girilmez, girilirse de sağlam çıkılmaz' olarak adledilen söz konusu
mahallelerdeki sergilere belediye başkanları yahut il sosyal hizmetler müdürü
çoğu kez ilk defa geliyordu. çocuklar ise sergilenen çalışmanın kendilerinin
olmasından dolayı ve ağırlanan konukların öneminden dolayı haklı gururlarını
yüzlerinde taşıyorlardı.
Çalışma toplamında 13 makara film çekimi
gerçekleştirilmiş ve yayınlanan nihai raporda atölye üretimlerinden toplam 22
kare fotoğrafa yer verilmiştir. Buna ek
olarak her ilde gerçekleştirilen mahalle sergileri yerel basında yer tutmuştur.
a. Zonguldak atölyesi anlatımı:
Çalışma Zonguldak ilinde 2006 yılının mart
ayında yürütülmüştür. Şehir merkezine 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunan
İkinci Makas ve onun hemen karşı
tepesinde bulunan Boru mahallelerinde yürütülmüştür. Genel olarak çöp toplayıcılığı ile geçimini
sağlayan söz konusu mahallelerde çocuklarda toplayıcılığa aileleri ile
çıkmaktaydılar. Bu sebeple çekim çalışmasını bir günü bir abla ve üç kardeşten
oluşan bir ekiple birlikte şehir merkezine çocuklara birlikte çıkılmış ve
çocuklarla birlikte onlar çalışırken bir yandan çekim çalışması yapılmıştır.
Mahallede yürütülen ve üç gün süren atölye
çalışmasına 7-14 yaş grubu aralığında 13 çocuk katılmıştır ve atölye tek
eğitmen ile gerçekleştirilmiştir. söz konusu mahalle Zonguldak'ın bilinen 'en
tehlikeli' mahallesi olarak anılmaktadır. Çocuklar ile tanışıldıktan sonra kısa
sohbetler yoluyla içi boş makine ile filmsiz çekim gerçekleştirilmiş ertesi gün
ise bir önceki günden ne hatırladıklarımız sohbeti edilerek bu sefer filmli
çekim gerçekleştirilmiştir. Toplam üç makara film ile toplu çekim yapılmıştır
ve hemen ertesi gün çocuklara çekilen fotoğraflar basılarak dağıtılmıştır.
Çalışmanın son gününde ise mahallenin
ortasında ki bir duvarda çocukların seçtikleri tüm fotoğraflar sergilenmiştir.
Sergiye katılan dönemin belediye başkanı serginin gerçekleştirildiği İkinci
Makas Mahallesi'ne ilk defa o gün o vesile ile gelmiştir, bu durum çocuklarda
büyük sevinç oluşturmuştur.
b. Çanakkale atölyesi anlatımı:
Çalışma Çanakkale'nin resmi olarak
İsmetpaşa mahallesine bağlı olan fakat tüm şehir tarafından ilk yerleşim
zamanında 1980lerin başında bir Atatürk büstü dükülerek yıkımı engellenmiş bir
mahalle olduğundan herkes tarafından bilinen adıyla Atatürk mahallesinde
gerçekleştirilmişti. söz konusu mahalle şehir merkezinin beş km dışında,
belediye tarafından sadece günde bir sabah bir akşam okula devam eden çocuklara
yönelik bir toplu ulaşım hizmeti dışında bir hizmet sunulmayan ve aslında baraj
mevkiinde olduğundan yerleşime de izin verilmeyen bir mahalledir. mahalle
barajın kapakları açıldığında sel riski bölgesinde olduğundan elektrik ve genel
su hizmetinden de yararlanamaktadır. mahalleli akşamları yaktıkları lüküsler
ile ışıkğı sağlamakta ve su gereksinimlerini ise mahallenin ortasında bulunan
iki adet musluktan karşılamaktadırlar. çalışma 2006 yılının haziran ayında 7-14
yaş grubu aralığında bulunan 11 çocuk ile gerçekleştirilmiştir.
c. Batman atölyesi anlatımı:
Batman'da fotoğraf atölyeleri 2006
yılının temmuz ayında merkeze bağlı Bayındır ve Seyitler Mahalleleri'nde
gerçekleştirilmiştir. Seyitler Mahallesi'nin fiziki koşulları oldukça
sıkıntılıdır, çalışma yürütülen bölümde yani 3050. sokakta kanalizasyon üstü
açık bir dereye akmaktadır. mahallenin küçük bir kısmında yeleşik bulunan
Domlar bir kısmı derme çatma barakalarda bir kısmı ise çadırlarda ikamet
ediyorlardı. aslında söz konusu evlerin dışında boşboş olan arazide sadece tek
bir duvar bulunuyordu nitekim sergi de bu sözü geçen duvarda gerçekleştirildi.
-Bayındır Mahalesi'ne bağlı az sayıda Dom
hanesinin bulunduğu bölgedenin durumu da Seyitler Mahallesi'nden farksızdı,
açık bir kanalizasyonun aktığı dere olmasada derme çatma barakalar dışında bir
duvar bile yoktu. Çalışmaya 7-15 yaş grubu arasında 17 çocuk katıldı. Çalışmanın sergi bölümüne katılan en yüksek
rütbeli kamu görevlisi olan belediyenin sosyal hizmetler müdürünün sergiye
geldiğinde yaptığı ilk yorum 'burayı nerden bulduz siz yahu' oldu, yolda
gelirken yeri bulmakta zorluk çekmişlerdi fakat maalesef işin komik olmayan
yanı şuydu ki söz konusu mahalle belediyenin hizmet bölgesi dahilindeydi.
- Çalışma dahilinde yaşanan en önemli
sorun tek eğitmenin kürtçe bilmemesinden kaynaklanıyordu. Okula devam etmeyen
çocuklarla okula devam eden çocukların
tercümeleri yoluyla anlaşıldı ve .
d. Mardin/Nusaybin atölyesi anlatımı:
Mardin/Nusaybin ilçesinde atölyeler Çağçağ
deresinin kıyısında yaşayan dom gruplarla gerçekleştirildi. Çalışmaya toplamda
9 çocuk katıldı. Çalışmanın en önemli problemi dildi. Okula devam etmeyen
çocuklarla devam eden çocukların tercüme desteği yoluyla anlaşıldı.
2- ‘Roman Topluluklar için Bütünlüklü
Sosyal Politikalar Geliştirme Projesi’
kapsamında yürütülen atölyelerin genel anlatımı:
Söz
konusu çalışmayı takiben 2010-2012 yılları arasında Romanların yaşadığı
yoksulluk ve sosyal dışlanmanın çok boyutlu süreçlerini, pratiklerini görünür kılmaya odaklanan ‘Roman Topluluklar için Bütünlüklü
Sosyal Politikalar Geliştirme Projesi’ Edirne Roman Kültürünü
Araştırma Geliştirme Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EDROM), Boğaziçi
Üniversitesi Sosyal Politika Forumu ve Anadolu Kültür tarafından yürütüldü.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun “Demokratikleşme ve İnsan Hakları
Programı” kapsamında sağlanan maddi destek ile gerçekleştirildi ve projeye
İsveç İstanbul Başkonsolosluğu da katkıda bulundu.
Proje
kapsamında gerçekleştirilen saha çalışmaları İstanbul, Erzurum, Samsun, Konya,
İzmir/Bergama ve Hatay/ Antakya illerinde yürütülmüştür. Söz konusu
çalışmalarda, Romanların yaşadıkları yoksulluk ve sosyal dışlanmanın çocuklar
üzerindeki etkilerini açığa çıkarmaya yönelik bir çalışma olarak, çalışma
yürütülen mahallelerde 9-16 yaş grubu çocuklar ile fotoğraf atölyeleri
oluşturulmuş, atölye katılımcısı çocuklar ile onların mekân algıları üzerine
yazılı ve görsel üretimler gerçekleştirilmiştir.
Atölyelere katılan çocukların illere göre dağılımı;
Erzurum :
17 katılımcı (9 makara renkli negatif)
Samsun :
10 katılımcı (10 makara renkli negatif + 1 makara toplu çekim)
Konya : 11 katılımcı (11 makara renkli
negatif)
İzmir/ Bergama : 7
katılımcı (7 makara renkli negatif + 2 makara toplu çekim)
Hatay/Antakya : 10
kalımcı (20 makara renkli negatif)
Toplamda 55 katılımcı ile yürütülen fotoğraf atölyeleri son il
uygulaması olan Hatay haricinde her katılımcı ile 1 makara film çekmek
suretiyle tamamlanmıştır. Hatay ilinde ise her katılımcı ile 2’şer makara film
çekimi gerçekleştirilmiştir. Atölyeler süresince toplu çekimler dahil olmak
üzere toplam 60 makara renkli negatif çekimi gerçekleştirilmiştir.
Erzurum Fotoğraf Atölyesi (Haziran
2010)
Erzurum
ilinde 2010 yılının haziran ayında gerçekleştirilen Yakutiye ilçesinde bulunan
Emin Kulpu Mahallesi ve onun 100 metre aşağısında bulunan Abdurrahman Ağa
Mahallelerinde toplam 17 katılımcı ile gerçekleştirildi.
Çalışmaya
öncelikli olarak fotoğraf çalışmasına gönüllü çocukların belirlenebilmesi
amacıyla toplu sohbetlerle başlandı. Çocuklarla sohbetlerin ana çerçevesi
mahalede ve okullarda yaşam koşulları olmuştur. Sohbet çalışmasının ardından
‘mahallemin nasıl olmasını isterdim’ konulu yazı çalışması
gerçekleştirilmiştir. Yazı çalışmasına katılamayan çocuklarla da aynı sırada
resim çalışmaları yapılmıştır. Söz konusu çalışmanın 9-13 yaş grubu çocuklarla
fotoğraf çalışması yapılması, çocukların aileleri ile de konuşulup izin
alındıktan sonra kararlaştırılmıştır;
-
Çalışma esnasında kız çocuklarının hemen hemen hepsinin kendilerinden küçük
yaştaki kardeşlerinin bakım sorumluluklarını taşımalarından dolayı, küçük
kardeşlere yönelik resim ve oyun çalışmaları da yürütülmüş ve söz konusu
durum belirlenen grup ile fotoğraf çalışmalarına zaman zaman ket vurmuştur.
Çocuklar mahallelerindeki oyun parkı eksikliğinden oldukça sık bahsetmişler ve
buna ek olarak kız çocukları park olsa bile erkeklerden dolayı oraya
gidemeyeceklerini bu sebeple de erkeklerden ayrı bir park talep ettiklerini hem
dillendirmişler hem de yazılarında dile getirmişlerdi.
-
Emin Kulpu Mahallesi’nin 100 metre aşağısında bulunan Abdurrahman Ağa
Mahallesi’nin tam ortasında, yaklaşık bir yıl önce belediye tarafından yapılmış
bir çocuk parkı bulunmaktaydı. Fakat iki mahallenin çocukları arasında bulunan
anşalmazlıklardan dolayı Emin Kulpu Mahallesi çocukları Abdurrahman Ağa
Mahallesi’nde bulunan parktan yararlanamadıklarını ifade etmişlerdi. Söz konusu
yararlanamama durumu Abdurrahman Ağa Mahallesi’nde bulunan kız çocukları
tarafından da şöyle ifade edilmişti; ‘erkek çocuklar parkta iken annelerimiz
bizi salmıyorlar’.
-
Çalışmalar için mahallelerde uygun yer bulunması en önemli sıkıntı olmuştur.
Söz konusu çalışma esnasında grupda bulunan ve yaşları kız arkadaşlarına göre
büyük olan (15 yaş) çocukların çalışmaya katılmasının kız çocukları (ve
özellikle anneleri) tarafından sorun olacağı belitilmiştir.
- Çalışmalarda ışık, film ve fotoğraf makinesi
üzerine sohbet edilmiş ve mahallede fotoğraf makineleri ile film olmadan çekim
alıştırması yapılmıştı. Söz konusu çalışma esnasında çocuklar ile mahaledeki
sevdikleri/kendilerini rahat hissettikleri yerler ve sevmedikleri/kendilerini
rahatsız hissettikleri yerler üzerine sohbet edilmişti. Söz konusu çalışma
bittiğinde her bir çocuğun neleri çekmek istediği de az çok belirlenmişti.
-
Emin Kulpu Mahallesi’nde 1’er makara filmlik 2 saat süren fotoğraf çekimi
çalışması gerçekleştirilmişti. Fotoğraf çekimi yoğunluklu olarak çocukların
hepsinin okuduğu Gazi İlköğretim Okulu bahçesinde ve etrafında
gerçekleştirildi. Çekim esnasında en dikkat çeken olay, çocukların okulun
bahçesine girdiklerinde çocuklara okul arkadaşlarının ‘neden okula
gelmiyorsunuz?’ sorusuna cevap vermeyip (ama bu sorunun onları rahatsız ettiği
açıktı), onlarla okulun bahçesinde en sevdikleri yerlerde fotoğraf çekmeleri
olmuştu. Sorunun cevabı şu nedenle önemliydi; çocuklarla fotoğraf çalışmasını
planlarken hepsi son hafta ders olmadığından okula devam etmediklerini
söylüyorlardı. Fakat öğretmenleri son hafta da olsa ders yaptıklarını
söylemişti. bu vesileyle çocukların aslında çok sevdikleri okulda yaşadıkları
dışlanma gün yüzüne çıkmıştı.
-
Abdurrahman Ağa Mahallesi’nden çocuklarla gerçekleştirilen çekim çalışmasında
mahallenin üst tarafında kalan, yoksul ama şıhbızın olmayan ve Dağ Mahallesi
olarak bilinen bölgeye ve Tabiya denilen tarihi alana da gidildi. Çocuklarla
çalışırken en dikkat çeken nokta çocukların kendi sokaklarından ayrıldıktan
sonra diğer çocuklar ile yaşadıkları problemlerdi. Dağ mahallesinden ve sonraki
sokaklardan geçerken sürekli diğer çocuklarla sözlü atışmalar yaşıyorlardı ve
başka zamanlarda bu mahallelere çok gelmediklerini gelirlerse kendilerini
savunmaları gerektiğini söylüyorlardı. Sanki mahaleleri onların duvarları
olmayan cezaevleriydi.
- Çekim çalışmalarının tamamlanmasının ardından
çalışmaya katılan tüm çocuklara çektikleri fotoğraflar basılı olarak teslim
edildi. Sonra sergi için fotoğraf seçimine başlandı. Sergi için seçtikleri
fotoğrafları renkli kocaman kâğıtlara yerleştirirken bir de o fotoğrafların
hikâyelerini anlatıyor çocuklardı bize… Çalışmanın bu kısmının adı “odak grup
sohbetleri” diyorduk. Proje danışmanımız Başak Ekim Akkan tarafından
gerçekleştirilen Odak grup sohbetlerinde, her bir
çocuktan seçtikleri fotoğraflarını renkli kartonlara tercih ettikleri bir
biçimde yerleştirmeleri isteniyordu ve onlarla çektikleri fotoğraflar üzerine
mülakat çalışması gerçekleştiriliyordu. Fotoğrafların ardında akan ses kaydı
söz konusu mülakatlardan montajlanarak gerçekleştirilmiştir. Söz konusu çalışma
için mahallede uygun bir mekân bulunmadığından mahallenin hemen girişinde
bulunan Erzurum Belediyesi Temizlik İşleri birim binasında gerçekleştirildi.
- Çalışma dahilinde gerçekleştirilecek
serginin davetiye yazılırı da film kutularına sığdırımış olarak çocuklarla
birlikte hazırlandı.
-
24.06.2010 tarihinde Emin Kulbu Mahallesi’nde muhtarlığın yanında bulunan boş
alanda duvara ip gerilmesi suretiyle üzerlerine fotoğraflar ve resimlerin
yapıştırıldığı renkli kartonlar asıldı. Sergi açılışına Sosyal Hizmetler İl
Müdürü, Emin Kulbu Mahalle Muhtarı, Doğan Haber Ajansı, İhlas Haber Ajansı,
mahalleli ve çocuklar katıldı.
b. Samsun atölyesi anlatımı: (Temmuz 2010)
-
Samsun ili Canik İlçesi'ne bağlı Yavuz Selim Mahallesi ve 264 Evler TOKİ
Konutları Mevkii'nde gerçekleştirilen fotoğraf atölyesi çalışmalarına, Erzurum
deneyiminden çıkarttığımız dersler doğrultusunda önce mahallede uygun bir alan
bulmaya çalıştık. Karadeniz Bölgesi Roman Kültürünü Araştırma Eğitim ve
Kalkındırma Derneği’nin Yavuz Selim Mahallesi’nde bulunan iki katlı binasının
üst katı çok uygundu, dernek yönetiminden çalışmaya desteklerini rica ettik.
Çalışmanın sohbet ve yazı çalışmaları kısımlarını böylelikle dış etkenlere
maruz kalmadan gerçekleştirebildik.
-
Yavuz Selim Mahallesi Samsun'un artık çalışmayan mezbahanesinin hemen üstünde
buulunan ve eskiden teneke evler olarak da bilinen 264 Evler TOKİ Konutları
Mevkii'ne kıyasla daha üst sınıf romanların yaşadığı bir mahalleydi. Sebebi ise
mahallede 90ların ortasına kadar açık alan tütün fabrikasında çalışmış
ailelerinde bulunmasıydı, fakat çalışmanın yürütüldüğü 2010 yazında genel
olarak mahalleliler eve temizliğe giderek geçimlerini sürdürüyorlardı. Yavuz
Selim Mahallesi'nden yürüyerek 5 dakika uzaklıkta bulunan 264 Evler TOKİ
Konutları Mevkii'nde ikamet edenler ise genel olarak toplayıcılık ile
geçinmekteydiler.
- Samsun’da
yürüttüğümüz atölye10 çocuğun katılımıyla gerçekleşti.
- İki yıldır
ikamet ettikleri beş katlı TOKİ apartmanlarını çok yüksek bulduklarını ve
mahallede komşularıyla çok dip dibe yaşamak durumunda kaldıklarından dolayı sık
sık aileler arası kavgaların yaşandığını anlatıyorlardı. Kendilerinin bundan dolayı
sıkıntıya düştüğünü sıklıkla ifade eden çocuklar, eski mahallelerini çok daha
‘ferah’ olarak anımsıyorlardı. Konutlara yerleştirildikleri ilk zamanlarda bir
çocuk parkının bulunduğunu söylemişlerdi; şimdi yerinde bulunmayan parka ne
olduğunu sorduğumuzda ise aldığımız cevap: “Çocuklar çok oynuyorlar diye biri
gelip söktü bir gün.” olmuştu.
- Çocuklarla
iki günlük çekim çalışmalarını TOKİ apartmanlarının yaşam koşullarını
fotoğraflayarak geçirdik. Eski mahallenin anıları ise çekimlerimize, sohbetimizde
eşlik etti.
- Samsun
fotoğraf atölyesinden çıkarttığımız deneyimi Konya atölyesinde uygulamak üzere
bir kenara not düştük; hali hazırda arkadaş olan çocuk grupları ile atölye
çalışmasına başlarsak, daha verimli bir çalışma ve üretim ortamı sağlayabilirdik.
c. Konya atölyesi anlatımı: Ağustos 2010
- Konya'da yürütülen çalışma Mevlana ilçesinde
bulunan Yeni Mahalle'de yürütüldü, yeni mahalle genel olarak toplayıcılıkla
geçinen alevi romanların ikamet ettiği toprak evlerin bulunduğu, arazisi
merkeze iyice yakınlaşmış ve zaman içinde değer kazanmış, bu sebepten dolayı
kentsel dönüşüm riski ile karşı karşıya kalan bir mahalleydi.
-Konya Yeni
Mahalle’de yaşayan çocukların mahalle içinde en sık vakit geçirdikleri yer,
mahallenin yanı başından geçen otoyolun öbür tarafında bulunan ilkokulları ve
onun bahçesindeki oyun parkıydı. Fakat okulun önünde trafik ışığı
bulunmadığından ve otoyoldan araçlar çok hızlı geçtiği için oyun parkına
ulaşmamız epey riskliydi. Çocuklar aynı zamanda mahallenin bir kilometre kadar
uzağında bulunan Mevlana Kültür Merkezi’nin yemyeşil ve kocaman bahçesini de
ara sıra oyun parkı olarak kullanıyorlardı.
- Atölye
çalışmaları için başlangıçta okulun bahçesinde buluştuk. Küçük kardeşlerin
bakım sorumluluğu Konya’da da atölye çalışmalarımıza yansıdı, bir yandan “küçük
çocuklarla” okulun bahçesinde resim yaparken onlara bakmakla yükümlü “büyük
çocuklarla” fotoğraf atölyesi yürüttük.
-10
katılımcıyla atölyeyi gerçekleştiriyoruz, Yeni Mahalle’de… Çekimler sırasında
iki gruba ayrılmamız çalışmanın verimliliği açısından gerekliydi. Çocuklar
kızlar ve erkekler olarak iki gruba ayrılmayı tercih ediyorlardı. Bizde
müdahale etmiyorduk böyle bir duruma, çünkü önemli olan çocukların üretimleri
esnasıda rahat olmalarıydı..
d. Bergama atölyesi anlatımı : Ağustos 2010
- Bergama’nın
Atmaca Mahallesi, aynı zamanda ünlü klarnetçi Hüsnü Şenlendirici’nin de
mahallesi olmanın gururunu taşıyordu. Atölyeler için tanıştığımız çocukların
bir dans grubu vardı. Dans grubu Atmaca Kültür Turizm Derneği bünyesinde
kurulmuştu. Hepsi de ilköğretimi bitirmiş kız çocuklarıydı. Dans grubuna ek
olarak bir marangozhanede çıraklık yapan bir erkek çocuk da atölyenin
katılımcılarından oldu. Yazı çalışmalarını çocuklardan birinin müsait olan
evinde gerçekleştirdik. Mahallenin tüm sevilen ve sevilmeyen yerlerini
listeleyip çekime hazırlandık. Ve 13-16 yaş grubu arasında toplamda 7 çocuk
katılımıyla gerçekleştirdik atölyeyi.
- Atmaca
Mahallesi’nde yaşayanların geçim kaynaklarından biri de mevsimlik tarım
işçiliği. Tarlaya her yaştan çocuklarını götürmek zorunda kalan aileler
çoğunlukta. Bu nedenle biz de atölyeyi bir gün için tarlaya taşıdık. Aileleri
ile giden, 10 yaşın altındaki çocuklar tarlaya alınmıyordu. Otobüste bütün gün
çalışan annelerini beklemek zorunda olan çocuklarla gerçekleştirdiğimiz
fotoğraf atölyesi hem onların maruz kaldığı elverişsiz koşulları, hem de
çalışmak zorunda kalan kardeşlerinin “iş” koşullarını ortaya koyuyor
nitelikteydi.
- Bergama
Fotoğraf Atölyesinin yerel sergisini önce mahallenin girişinde bulunan
kahvelerin olduğu meydanda yapsak mı diye düşünmüştük. Fakat çocuklarla konuyu
değerlendirdiğimizde fark ettik ki; meydan kahvelerden dolayı kadın ve
çocukların rahat olarak katılımına açık bir mekân değil. Çocukların önerisi ile
yine mahallenin girişinde bulunan Atatürk İlköğretim Okulu’nun bahçesini sergi
mekânına dönüştürmek için okul müdüründen izin aldık. Bergama Belediyesi de
sergiye ses sistemi kurarak destek oldu. Sergi açılışında Atmaca Mahallesi’nde
kurulmuş olan Bergama Roman Kadın Derneği ve Atmaca Kültür Turizm Derneği dans
grupları gösteri yaptı ve böylece sergi açılışı tam bir şenliğe dönüştü.
e. Antakya/Hatay atölyesi anlatımı Eylül 2010
- Antakya’da
fotoğraf atölyesi çalışmalarına Emek ve Saraykent Mahalleleri’nde yaşayan 10
çocukla Dom Kabilesi Kültürünü Araştırma Geliştirme Yardımlaşma Dayanışma
Derneği (Dom-Der) binasında başladık. Dernek vesilesiyle tanıştığımız çocuk
grubu aynı zamanda Sevgi Tohumları adlı bir futbol takımının oyuncularıydı.
Futbol takımı Antakya Belediyesi’nden emekli futbol antrenörü, aynı zamanda
kentin sivil aktörlerinden olan Yüksel Coşkun’un Dom çocuklarla iki aydır
yürüttüğü kızlar ve erkekler futbol çalışmaları dahilinde kurulmuş bir takımdı.
Spor Antakyalı çocukların hayatında önemli bir yere sahipti. Takımın
organizasyonundan sorumlu bir ablası var: Hatice, 18 yaşında. Fotoğraf
atölyesinde bize asistanlık yaptı.
- Dom-Der’in
sunduğu olanaklar sayesinde hem çekim öncesi hem de sonrasında çocuklarla uzun
uzun yazı çalışmaları yapabildik. Her bir fotoğraf üzerine bir kompozisyon
yazdık.
- Antakya
Fotoğraf Atölyesi yerel sergisini de Dom-Der binasında yapmaya karar verdik.
Atölye katılımcısı çocukların aileleri ve derneğin kadın üyeleri de serginin
ikramlarını hazırladılar. Hep beraber el birliği ile hazırladığımız sergiye
Hatay ili Vali Yardımcısı da geldi, çocuklar coşkuyla karşıladılar bu durumu…
3. Çocukların Objektifinde Dışlanmanın
Roman Halleri Fotoğraf Sergisi
Saha çalışmalarını tamamlayıp İstanbul'a
döndüğümüzde tüm il uygulamalarındaki atölye üretimlerine yanyana baktığımızda
fotoğraflar, ses kayıtları ve tüm videoları tekrar gözden geçirdiğimizde fark
ettik ki çocuklar yaşadıkları mekanlara dair o kadar çok şey anlatıyorlardı ki,
tüm atölye üretimlerini yanyana koyduğumuz bir sergi çalışmanın başlangıçta da
düşünülen 'çocukların kendi sıkıntılarını değişik yöntemlerle anlatabileceği'
fikrini ispatlar nitelikteydi. Bu noktada proje ortağı Anadolu Kültür'ün önayak
olması ile Tütün Depo'sunun ağırlayacağı bir toplu sergi çalışmalarına başladık.
Sergi hem çocukların fotoğrafları, hem
sözlü anlatımları, hem mahallelerde çekilmiş videolar hem de atölyeler
esnasında çakilmiş videolardan oluştu. Ve aşağıdaki kısa metin ile birlikte
Aralık 2011-Ocak 2012 tarihleri arasında izleyicilerle buluştu:
“Mekanlar çocuğun ilişkilerini kurduğu ve
anlamlar yüklediği yerler olarak çocukluğun yaşanış biçimlerini şekillendirir.
Mekanlar çocukların tecrübelerini duygularını, umutlarını ve endişelerini
belirler. Okul, mahalle ev gibi çocukların zamanlarını geçirdikleri mekanlar,
değerlerin üretildiği ve farklı ifade biçimlerinin hayat bulduğu kültürel bir
alan anlamına da gelir. Çocukların gözünden yaşadıkları mekanları, bu
mekanların çocukların yaşamlarını şekillendiriş biçimini anlamak bu yüzden
önemlidir.”
“Bu sergi çocukların ailelerinden bağımsız tecrübelerinin
olabileceği ve tecrübenin öznesi oldukları fikrinden yola çıkar. 'Çocuklar
yaşadıkları mekanların ne kadar özneleridirler?' sorusunun cevabını Erzurum,
Samsun, Konya, İzmir, Hatay ve İstanbul'un yoksulluğu ve sosyal dışlanmayı en
ağır koşullarda yaşayan mahallelerinde arar. Sergi Roman mahallelerinde
yaşanan 'çocukluk' dönemine dair mütevazi bir temsil alanı açmak üzerine
yürütülen bir tartışmanın sonucudur.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder