İZMİT BEKİRPAŞA ESKİ CEPHANELİK ÇADIRKENTİ, İZMİT ODTÜ PREFABRİKLERİ, İZMİT ŞİRİNTEPE
SLR FOTOĞRAFÇI ÇOCUKLAR ATÖLYELERİ
GÖKHAN GEZİK
FOTOĞRAFÇI ÇOCUKLAR ATÖLYESİ’NİN AMACI
Dünyada
meydana gelen tüm savaşlardan, afetlerden, zorunlu göçlerden, yıkımlardan en
çok etkilenenler hep çocuklar olmuştur. Marmara depreminde de afetin büyüklüğü,
çocukların yaşamış oldukları travmanın da büyük olmasına neden olmuştu.
Yapacağımız çalışma ile depremin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini
azaltmaya çalışacak, aynı zamanda fotoğraf aracılığıyla kendilerini ifade etme,
gerçekleştirme, çevrelerine “fotoğraf gözüyle” bakma imkânı sunacaktık. Tabii
ki çalışmanın sonucunda çocukların ortaya çıkaracakları ürünlerin sergi, kitap
vs. gibi araçlarla başkalarıyla da paylaşmaları sağlanacaktı.
ATÖLYE
SÜRECİ
Depremden yaklaşık iki ay sonra İzmit
Bekirpaşa Eski Cephanelik Çadırkenti’nde Dayanışma Gönüllüleri olarak Enfants
du Monde-Droits de L’homme birlikteliği ile gerçekleştirdiğimiz Fotoğrafçı
Çocuklar Atölyesi hazırlık süreci ile dört ay sürdü. Askerlerin terk ettikleri
yalnız sınırlarını korudukları Eski Cephanelik Çadırkenti içinde 4 numaralı
fünye deposunu fotoğrafçı çocuklar atölyesi olarak belirledik ve buranın
karanlık oda için uygun hale getirilmesini sağladık.
Dört ay süren fotoğrafçı çocuklar
atölyesinde yaşları 8 ile 17 arasında değişen 133 çocuk-genç ile ilişkilendik,
50 çocuk ile atölyeyi tamamladık. İki gönüllü eğitmen sürekli çadırkentte olmak
üzere yedi gönüllü eğitmen ile çalışmayı gerçekleştirdik. Atölye sonunda çalışmaya
katılan çocuklarla birlikte sergi baskılarını hazırlamaya başladık. İlk sergiyi
çadırkent içinde Dayanışma Gönüllüleri’nin kurmuş olduğu kütüphanede açtık.
İlk
serginin ardından İzmit genelinde çadırkentler boşaltılmaya, bunların yerini
Prefabrik kentler almaya başladı. Çadırkentte gerçekleştirdiğimiz Fotoğrafçı
Çocuklar atölyesinin başarısı, olumlu sonuçları ve çocuklarla karşılıklı olarak
çalışmaya devam etme isteği bizi yeni bir atölye kurmaya yöneltti. İzmit
Plajyolu’nda ODTÜ mezunları derneği’nin kurduğu prefabrik kent ikinci durağımız
oldu. Dernek yöneticilerinin daveti ile burada yer alan sosyal merkezde yeni
atölyemizi kurduk ve hemen çalışmaya başladık. Eski Cephanelik çadırkentinin
boşaltılmasıyla fotoğrafçı çocukların aileleri farklı prefabrik kentlere ya da
mahallelerine geri dönmüşlerdi. ODTÜ prefabrikleri de mahallelerine ya da
taşındıkları prefabriklere uzak bir noktadaydı. Bu yüzden ilk atölyeden on
çocuk ikinci atölyedeki çalışmalara katılabildi. ODTÜ Prefabriklerinde ilk
işimiz buradaki çocuklarla birlikte ailelere de fotoğraf atölyesini ve
amacımızı anlatmak oldu. İlk atölyeden gelen on çocuk da hem bizi motive ediyor
hem de ODTÜ prefabriklerinde yaşayan yeni fotoğrafçı çocuklara da iyi birer
örnek oluyorlardı. Yeni çocuklarla çalışırken eskiler de bize asistanlık
yapıyorlar, zaman zaman da bizden gönüllü eğitmenliği devralıyorlardı. Bu
dönemde ilk fotoğrafçı çocuklarla biz gönüllü eğitmenleri çok mutlu eden aynı
zamanda yeni fotoğrafçı çocukları da heveslendiren gelişme ilk fotoğrafçı
çocuklar atölyesinin fotoğraf albümünün çıkması olmuştu.
2000
yılında İFSAK FOTOĞAF ÖDÜLÜ Fotoğrafçı Çocuklara verildi. Çocukların ödülü
alırken yaşadıkları mutluluk görülmeye değerdi. Tabii gönüllü eğitmenlerin de!
ATÖLYEYİ TAMAMLAYANLAR-TAMAMLAYAMAYANLAR VE
NEDENLERİ
İzmit
Bekirpaşa fotoğrafçı çocuklar atölyesine 133 çocuk katıldı, ancak atölyeyi
tamamlayan çocuk sayısı 50 oldu. Bunun nedenleri arasında çadırkentteki
dayanışma gönüllüleri atölyelerinin sayısının çokluğuydu ve çocuklar-gençler
bir süre sonra çadırkentteki farklı faaliyetlere yönelmişlerdi, farklı ilgi
alanları oluşmuştu. Okulların açılması da atölyeye olan ilgiyi olumsuz yönde
etkilemişti. Üçüncü olarak evleri hasarsız ya da az hasarlı olan ailelerin
kışın olumsuz etkilerinin artmasıyla birlikte evlerine dönmeleriydi.
İzmit
Plajyolu ODTÜ prefabrikleri sosyal merkezinde açılan ikinci fotoğrafçı çocuklar
atölyesine 10 çocuk ilk atölyeden, yaklaşık 20 çocuk da ODTÜ prefabriklerinden
katıldı. Gönüllü eğitmenler için önemli bir deneyim olan ikinci atölye ilk
fotoğrafçı çocuklar için de önemli bir deneyimdi. Yeni atölyede eğitmenlere
asistanlık ve yeni fotoğrafçı çocuklara da gönüllü eğitmenlik yapmaya
başlamışlardı. ODTÜ prefabriklerinden yaklaşık 10 çocuk ile atölye süresince
çalıştık ancak özellikle çocukların futbol’a olan ilgileri atölyeye olan
ilgilerinin önüne geçti.
Artık yaz aylarına girmemiz de prefabrik
atölyenin aşırı ısınması nedeniyle çalışmamızı etkilemişti. Çadırkentteyken
atölyede çalışmak istedikleri zaman çocuklar sabah erken saatlerde çadırımıza
gelip bizi uyandırırlardı ancak biz ODTÜ prefabriklerine uzak Yeşilova
Prefabriklerinde kalıyorduk ve bu fiziki uzaklık çalışmalarımızı etkiliyordu. İlk
atölyeden katılan 10 çocuk da ODTÜ prefabriklerine olan uzaklıkları nedeniyle
atölyeye düzenli katılamadı. Ancak bu süreçte ilk atölyenin fotoğraf albümünün
çıkması onları ayrıca mutlu ve motive etti. Onlardaki bu mutluluk ve motivasyon
bizi üçüncü atölye olan Şirintepe SLR Atölyesini açmaya yöneltti.
İzmit
Şirintepe SLR atölyesini Şirintepede 7. Boru İlköğretim okulu yanında kurulmuş
olan Sosyal Merkezde açtık. Fotoğrafçı çocuklar atölyesinin devamı olarak
düşündüğümüz atölyeye Lokomotif ekibimiz olan eski cephanelik çadırkenti
fotoğrafçı çocuklarından 10 kişilik ekip buradaki atölyeye de katıldı.
Şirintepe atölyesinin ilköğretim okulunun yanında olmasını bir avantaj olarak
gördük ve okuldaki öğrencilere kendimizi tanıtmak, atölyede ne yaptığımızı
anlatmak için okul yönetiminden aldığımız izinle sınıfları gezdik ve
çalışmalarımızı anlattık. Başlangıçta yoğun ilgiyle karşılaştığımız
Şirintepe’de okulların kapanmasıyla birlikte katılımcı sayısı oldukça düştü.
Çadırkentte ve prefabriklerde çocuklar atölyeye gelmedikleri zaman çadırlarını
ya da prefabriklerini ziyaret edebiliyorduk ancak Şirintepede böyle bir imkânımız
olmadı. Çocukların atölyeye gelmesinin bekledik. Ancak ilk fotoğrafçı çocuklar
düzenli olamasa da atölyeyi bırakmadılar. Ulaşım sorununu çözemediğimiz için
sadece atölyeye geliş periyotları azaldı. Biz de hem onların hem de kendi
motivasyonumuzu arttırmak için atölyeyi Şirintepe SLR atölyesi olarak
değiştirme kararı aldık. Bir yılı aşkın süredir kompakt makinelerle çalışan
çocuklara makineleri yetersiz gelmeye ve makinelerini bizim kullandığımız SLR
makinelerle kıyaslamaya başlamışlardı. Çocukların SLR makinelere geçmeleri çok
kolay oldu. Zaten uzun zamandan beri kullandıkları kompakt makineleri bizim SLR
makinelerimiz ile kıyaslıyorlardı. Biz de hemen SLR atölyesi programı ve
yöntemini oluşturduk. Çocukların SLR makineleri öğrenmeleri kolay oldu. SLR’nin
tekniğini kolayca kavradılar. “İzmit Belgeseli” adını koydukları
foto-röportajlarını çekmeye SLR makineleri ile devam ettiler.
“İzmit Belgeseli” ortaya oldukça başarılı
fotoğraflar ortaya çıkardı, ODTÜ ve Şirintepe atölyelerinin tüm ürünleri sergi
baskıları yapılmak üzere arşivlendi.
ATÖLYE MEKANLARI
İzmit’te
depremden sonra çocuklarla başladığımız Fotoğrafçı Çocuklar atölyeleri
birbirinden farklı fiziki koşullara sahiptiler. Cephanelik Çadırkentinde
yapılan ilk çalışmada fotoğraf atölyemiz uzun süredir kullanılmamış, elektrik
ve suyu olmayan ısı ve ışık yalıtımı yeterli olmayan askeri amaçla kullanılmış
eski bir fünye deposuydu. Buranın fiziki şartlarının fotoğraf atölyesine ve
S&B bir karanlık odaya dönüştürülmesi için yoğun çaba ve emek harcadık. Bu
şartlarda bir atölye kurmak biz gönüllü eğitmenler için de önemli bir deneyim
olmuştu.
ODTÜ
ve Şirintepe atölyeleri fiziki şartları açısından benzer özellikler taşıyordu.
Her iki atölye de sosyal merkezler içinde yer
alan prefabrik yapılardı. Bu mekanlarda atölyeleri genelde yaz aylarında
yaptığımız için en büyük problemimiz sıcak hava olmuştu, bu nedenle çocuklarla
atölyelerde daha kısa süreli çalışabiliyorduk. İlk iki atölyenin çadırkentte ve
prefabrik kentte olması bizim için bir avantajdı. Çocuklarla birlikte ailelere
de ulaşmak da kolaydı. Böylelikle hem biz çocuklara kolay ulaşabiliyor hem de
aileler çocuklarını gönül rahatlığıyla atölyeye gönderiyorlardı. Şirintepe
atölyesinin prefabriklerden bağımsız, sosyal merkez içinde olması ailelerle
irtibatımızın olmamasına neden olmuştu. Okulların kapanması da çalışmalarımızı
olumsuz etkilemişti. Şirintepe atölyesinin ilk atölyeden gelen 10 çocuğun da
oturdukları yerlere uzak olması onların da atölyeye geliş periyodlarını
azaltmıştı.
ÇALIŞMAYI GERÇEKLEŞTİREN KURUMLAR
İzmit
Bekirpaşa Eski Cephanelik Çadırkenti Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi Dayanışma
Gönüllüleri ve Enfants Du Monde- Droıts De L’Homme( Dünya Çocukları-İnsan
Hakları)’un İzmit Bekirpaşa Belediyesi’nin desteğiyle birlikte
gerçekleştirdikleri çalışmaydı.
İzmit ODTÜ Prefabrik Kenti Fotoğrafçı Çocuklar
Atölyesi, ODTÜ Mezunları Derneği’nin desteği ile Dayanışma Gönüllüleri faaliyetiydi.
(Ağustos 2000-Kasım 2000)
İzmit Şirintepe SLR Fotoğrafçı Çocuklar
Atölyesi, Fotoğraf Vakfı bünyesinde Dayanışma Gönüllüleri Derneği’nin desteği
ile gerçekleştirildi. (Nisan 2001-Mart 2002)
ÇALIŞMAYI SÜRDÜREN GÖNÜLLÜ EĞİTMENLER
İzmit
Eski Cephanelik Çadırkenti Fotoğrafçı çocuklar Atölyesi’nde gönüllü eğitmen
olarak katılanlar; Özcan Yurdalan, Allaoua Sayad, Mehmet Kaçmaz, Gökhan Gezik,
Alp Sezeralp, Baha Bal ve Dora Günel dışında çalışmaya destek veren birçok
fotoğrafçı arkadaşımız oldu.
ODTÜ prefabrikleri Fotoğrafçı Çocuklar
Atölyesi ve Şirintepe SLR Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesine gönüllü eğitmenlik
yapanlar; Özcan Yurdalan, Mehmet Kaçmaz, Gökhan Gezik dışında Atölyeleri
ziyaret eden fotoğrafçı arkadaşlarımız da fotoğrafçı çocuklarla bilgi ve
deneyim paylaşımında bulundular.
İzmit Eski Cephanelik Çadırkenti Fotoğrafçı
çocuklar Atölyesi’nde iki gönüllü eğitmen sürekli çadırkentte kaldı, böylece
atölyelerin hergün açık kalması sağlandı, Atölyede kullanılan günlük gönüllü
eğitmenlerin planlı ve koordineli çalışmalarını sağladı. Sonraki iki atölyede
de günlük kullanmaya devam ettik.
PARASAL
KAYNAK
Atölyelerde
kullanılan demirbaş ve tüketim malzemelerinin temininde öncelikli olarak
gönüllü katılım ve bağış yöntemini kullandık. Yaygın bir destek ağına ulaştık.
Agrandizör ya da film yıkama ekipmanlarını İstanbul ve Ankara’daki kişi ve
kurumlardan sağlarken İlk atölyede birlikte çalıştığımız Enfants Du Monde
tüketim malzemelerinin alınmasında destek oldu.
ÇALIŞMA YÖNTEMİ ve ÇALIŞMA KONULARI
Atölyelerde
çocuklarla gerçekleştirilen fotoğraf çalışmalarını gönüllü eğitmenler sürdürdü.
Bu çalışmanın öncesinde bize örnek oluşturacak benzer bir çalışma yoktu ve
çalışma yöntemini bizim oluşturmamız gerekiyordu. Bu yönüyle biz de bir eğitim
sürecinden geçecektik. Deneyerek çocuklarla birlikte öğrenecektik.
Çalışacağımız çocukların büyük bir afet
geçirmiş olmaları çalışmanın önemini ve zorluğunu arttırıyordu. Bir taraftan
çocukların bu büyük afeti unutmalarına yardımcı olacak diğer taraftan onların
kendilerini ifade etme yöntemi olacak fotoğrafçılığı öğretecektik. Örneğin gece
meydana gelen depremde tüm şehrin elektrikleri de kesilmişti, dolayısıyla
çocukların karanlıktan korkmaları olasıydı. Bu nedenle karanlık odada çalışmak
bir dezavantajdı. Çocuklarla temel fotoğrafçılık bilgilerini
paylaştıktan sonra onların çekmek istedikleri konularda foto-röportajlar
hazırlamalarını sağlayacaktık.
Fotoğrafçı
çocuklar atölyesinde çalışma yöntemi şu şekilde gerçekleştirildi;
- Yapılan çalışmalarda öncelikle çocukların yaratıcılıklarının ön
plana çıkarılması sağlandı(örneğin kompozisyon kuralları öğretilirken,
kendi kompozisyonlarını oluşturmaları önerildi),
- Çocukların deneyerek-uygulayarak öğrenecekleri bir yol izlendi,
- Çocuklar atölyede yaptıkları çalışmaları, fotoğraflamak üzere
seçtikleri konuları birbirleriyle ve gönüllü eğitmenleriyle tartışabildi,
- Çocuklarla eğitmenler arasında dayatmacı olmayan eşit ilişki
kuruldu, iki tarafında çalışmaya gönüllü katıldığı vurgusu yapıldı, ancak
disiplinli çalışmanın da önemi belirtildi,
- Ödül, ceza ve yarışma’dan kaçınıldı.
Çocuklarla yaptığımız çalışmalar sırasıyla;
- Temel düzeyde kompakt fotoğraf makinesinin kullanımı ve kısımları,
- Filmlerin özellikleri, yapıları ve fotoğraf makinesinde
kullanılması
- S&B karanlık oda ekipmanlarının tanıtılması ve karanlık oda
kullanımı,
- Fotoğraf kartı üzerine birtakım nesneler koyarak anlamlı bir
görüntü oluşturma çalışması olan fotogram,
- Temel kompozisyon kuralları, bu kuralları uygulayarak ya da
bozarak çocuklarla birlikte yapılan çekimler,
- Filmlerin yıkanması,
- Filmlerden kontak baskı alınması,
- Filmlerin arşivlenmesi ve sergi baskılarının yapılması atölyedeki
belli başlı çalışmalardı.
Çocukların belirli
bir tema belirleyerek bu tema ile ilgili bir foto-röportaj oluşturmaları
sağlandı. Atölyede her gün yapılan çalışmalar gönüllü eğitmenler tarafından
atölye seyir defterine kaydedildi. Böylece çocuklarla yapılan çalışmaların
takibi ve gönüllü eğitmenler arasındaki koordinasyon sağlanmış oldu. Fotoğrafçı
çocukların konu seçimlerinde yöntem öncelikli olarak onların çekmek istedikleri
konulardan oluşuyordu. Örneğin; “ Çadırkentte Yaşam” ya da “Annemin bir günü”.
Her birinin kendisine ait bir defteri olan fotoğrafçı çocuklar çekim yapmak
üzere seçtikleri konuları ve çekecekleri planları öncelikle bu defterlere yazıp
daha sonra görüntüye dönüştürüyorlardı. Böylece çocuklar seçtikleri
foto-röportaj konularını eksiksiz bir şekilde gerçekleştiriyorlardı. Atölye
bitiminde sergi hazırlıklarına başladık, her çocuğun sergi baskısını kendisi
ile birlikte yaparak sergiyi hazırladık. Her çocuktan en az bir fotoğrafın
sergide olmasına özen gösterdik.
ATÖLYE
EKİPMANLARI
Çocuklarla
Fotoğraf Atölyesi’nde kullanılan ekipmanlar şunlardır;
- Agrandizör
- Agrandizör poz saati(Timer)
- 18x24 cm. üç küvet, 50x60cm. bir küvet
- Üç adet maşa
- Derece
- Ölçekli kap
- 5’li film yıkama tankı
- 8 adet spiral
- Alarmlı saat
- Beyaz ampul
- Kırmızı ampul
- Su ısıtıcısı
- 5 lt’lik kart banyosu
- 5 lt’lik film banyosu
- 10 adet compact fotoğraf makinesi flaşlı ve mekanik kurmalı
- 125 ve 400 ASA S/B filmler
- Film arşiv poşeti
- Arşiv için klasörler
- Büyüteç
- Çocuklar için yazı defterleri
- Eğitmen için “seyir defteri”
- Makas
- Koli bandı ve şeffaf bant
- Yapışkan
- Bol miktarda fotoğraf dergileri
- Radyo-teyp
ÇALIŞMA
SIRASINDA KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR-ÇÖZÜMLER
Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesinde
karşılaştığımız zorluklar daha çok fiziki şartlardan kaynaklanıyordu. Atölyeye
çektiğimiz elektriğin sık kesilmesi veya suyun taşıma yöntemle atölyeye
getirilmesi çalışmaların aksamasına neden olabiliyordu. Bunların yanısıra ısı
ve ışık yalıtımı da sorunluydu. Isınmayı elektrik sobası ile ışık yalıtımını da
siyah ceset torbaları ile sağladık ancak bu konuyu çocuklarla paylaşmadık! Her
ne kadar çözüm biraz gürültülü olsa da elektrik sorununu bir jeneratör desteği
ile çözdük.
Gece
meydana gelen Marmara depreminde şehrin elektriklerinin de kesilmesi çocukları
olumsuz etkilemişti. Çocuklarla yaptığımız çalışmanın büyük bölümü karanlık
odada geçiyordu. Bu çalışmamız için bir dezavantajdı. Çocuklardan birkaçıyla bu
nedenle çalışamadık. Birlikte çalıştıklarımızla karanlık oda yerine fotoğraf
atölyesi adını tercih ettik. Çocuklar da bu adı benimsediler.
Çocukların
atölyenin çalışma saatlerine uymalarını sağladık, çocuklara bu çalışmayı
onlarla birlikte gönüllü gerçekleştirdiğimizi anlatırken disiplinin önemine de
vurgu yaptık, haber vermeden atölyeye gelmeyenlerin çadırlarına gittik, neden
gelmediklerini öğrenmeye çalıştık. Atölyenin tek çocuk dahi olsa her gün açık
kalmasını sağladık. Çalışmanın sonucunda bir sergi ve kitap hazırlayacağımızı
çocuklarla paylaşarak onların bu çalışmaya olan ilgilerini arttırdık.
İzmit
ODTÜ prefabriklerinde kurduğumuz ikinci atölyede ilkinden farklı problemlerle
karşılaştık, prefabrik kent içinde sosyal merkezde yer alan atölyede fiziki
şartlar çadırkenttekine kıyasla daha iyiydi. Ancak burası nüfusu az olan küçük
bir prefabrik kentti. Dolayısıyla çocuk sayısı da sınırlıydı. Çadırkentte
yaşadığımız yoğunluğu burada bulamadık. Cephanelik Çadırkenti’nden buraya gelen
fotoğrafçı çocuklar da ulaşım zorluğu yaşıyorlardı. ODTÜ prefabrikleri onların
yaşadığı yerlere uzaktı. Belediyeyle görüştüğümüz çocukların kullanabileceği
ücretsiz toplu taşıma kartı talebi kabul edilmedi. Buna rağmen çocuklar
atölyeye gelmeye devam ettiler. ODTÜ prefabriklerinde yaşayan çocukların
futbola olan ilgileri de atölyeyi olumsuz etkileyen nedenler arasındaydı. Havaların
ısınmasıyla prefabrik atölyenin fazla ısınması da çalışma sürelerini
kısaltmamıza neden oluyordu.
İzmit
Şirintepe atölyesi de ODTÜ atölyesi gibi prefabrik yapıda ve sosyal merkez
içinde kuruldu. Burada yakında bir prefabrik kent olmaması en büyük dezavantajdı.
Hemen yanıbaşında bulunan ilköğretim okulu ise çocuklara ulaşabileceğimiz bir
yerdi. Okulların henüz tatile girmediği dönemde başladığımız atölyeye bu
okuldan ilgi yoğundu. Okul yönetiminden aldığımız izinle sınıfları dolaşarak
atölyemizi çocuklara anlattık ve onları bizimle atölyede çalışma yapmaya davet
ettik. Okulların kapanmasına kadar çocukların atölyeye olan ilgileri yoğun
oldu. Okullar kapandıktan sonra çocukların bir kısmı yaz tatili nedeniyle
memleketlerine gitmişti bu durum da atölyenin başlangıçta ki sayısını oldukça
düşürdü. İzmit Bekirpaşa atölyesi fotoğrafçı çocuklarından ODTÜ atölyesine de
katılan 10 çocukla Şirintepe atölyesini SLR atölyesine dönüştürdük.
ÇALIŞMA
SONUCU; OTAYA ÇIKAN ÜRÜNLER
İzmit
Bekirpaşa Eski Cephanelik Çadırkenti Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesinde gerçekleştirdiğimiz
çalışmayı çocuklarla birlikte sergi baskıları hazırlayarak bitirdik. İlk sergi
çadırkentte kurulan kütüphanede gerçekleştirildi.
“Fotoğrafçı Çocuklar-Depremden Sonra-Fotoğraf
Sergisi” yurt içinde ve yurt dışında birçok şehirde sergilendi, festivallere
katıldı. Bunlar;
- İzmit Bekirpaşa Çadırkent Kütüphanesi
- İstanbul Fotoğrafevi galerisi
- İzmit S. Demirel Kültür Merkezi
- Viyana Afro Sanat Galerisi
- İstanbul Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu
- Eskişehir Üniversitesi Galerisi
- İzmir Tömer Sanat Galerisi
- İstanbul Galatasaray Lisesi
- Bursa Şefik Bursalı Sanat Galerisi
- Adıyaman Tut Merkez Kıraathanesi
- Ankara ODTÜ Oditoryum Galerisi
Kamyon Atölyeler:
Hakkari, Değirmendere, Altınoluk, Didim, Kapıkırı Köyü kamyon atölyelerinde de
sergiler açıldı.
Yukarıdaki
sergilerin dışında Yurtdışı Turnesine de giden “Fotoğrafçı Çocuklar-Depremden
Sonra-Fotoğraf Sergisi” Japonya’da 8, Hollanda’da 5, Almanya’da 2 sergi gerçekleştirdi.
Fotoğraf Albümü: Sergiyle birlikte çocuklar
kadar bizi de en çok heyecanlandıran şey bir fotoğraf albümünün ortaya
çıkmasıydı; bir fotoğrafçı başka ne isteyebilirdi ki!
Web sitesi: Çalışmanın sonunda, www.
photgrapherchildren. org adıyla bir web sitesi yayına girdi.
FOTOĞRAF
ATÖLYELERİNİN EĞİTMEN VE ORGANİZASYON GRUBUNA KATKILARI
İzmit’te
depremden sonra Dayanışma Gönüllüleri, Enfants du Monde-Droits de L’homme
birlikteliği ile gerçekleştirdiğimiz Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi çalışmasına
birçok gönüllü eğitmen katıldı. Katılan eğitmenlerin çoğu daha önce böyle bir
çalışmaya katılmamıştı. Aynı zamanda büyük bir afet yaşamış çocuklarla bu
kapsamda, tüm aşamaları onlarla birlikte gerçekleştirilen benzer bir çalışma
örneği de yoktu. Bu bakımdan çalışmaya katılan gönüllü eğitmenler için de bu
bir eğitim süreciydi. Fotoğraf üzerine daha önce öğrenilen bilgiler bu
çalışmada büyük bir afet geçirmiş çocuklarla paylaşılacak, onlara
öğretilecekti. Atölye çalışmasının yöntemi, programı, konuları, çocuklarla
kurulan ilişki, dil, etik gibi meseleler eğitmenler tarafından belirlenecek ve
uygulanacaktı. Tüm bunlar eğitmenlerin üzerine düşünerek, tartışarak
gerçekleştirdikleri, kendilerini de geliştirdikleri meseleler oldu.
Dayanışma
gönüllüleri faaliyeti olarak başlayan Fotoğrafçı Çocuklar faaliyeti tüm bileşenleriyle
kolektif, dayanışmacı, paylaşımcı, çocukların yaratıcılıklarını ortaya
çıkarmayı hedefleyen üretken bir çalışma olmuştur. Bu yönüyle çadırkentte
başlayan çocuklarla ve gençlerle yapılan resim, müzik, heykel, tiyatro gibi
sosyal faaliyetler içinde önemli bir yere sahiptir. Atölye sonrasında ortaya
çıkan ürünlerin yurtiçi ve yurtdışında birçok yerde sergilenmesi, fotoğraf
atölyesi faaliyetinin farklı televizyon kanallarında haber ve belgesel konusu
olması, basında üzerine haberler yapılması da faaliyetin önemini eğitmen ve
organizasyon grubu adına arttırmıştır.
FOTOĞRAF
ATÖLYESİNİN ÇOCUKLARA KISA VE UZUN VADELİ KATKILARI
Marmara
depreminden sonra gerçekleştirdiğimiz fotoğrafçı çocuklar atölyelerinde onlarca
çocuk ve gençle ilişkiye geçtik ve çalıştık. Fotoğraf atölyesi faaliyeti,
depremin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltarak, çadırkent ve
prefabrik kentlerin zor yaşam koşullarındaki hayatlarına bir soluk getirecek,
onların yaratıcılıklarını ortaya çıkararak kendilerini ifade etme ve gerçekleştirmelerinde
bir araç olacaktı.
Bugün
eğitimci-psikologların da ifade ettiği, 1999 Marmara depreminin çocuklar
üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin giderilmesinde bölgedeki çadırkent ve
prefabrik kentlerde gerçekleştirilen kültür, sanat, spor faaliyetlerinin önemli
rol oynadığıydı. Görüldü ki çocukların kendilerini ifade etme, gösterme
nedeniyle katıldıkları faaliyetler travmalarını daha çabuk atlatmalarına
yardımcı oluyordu.
Çocukların
bu olumsuz şartlar içinde fotoğraf atölyesi çalışmasına olan yoğun ilgileri
sevindiriciydi. Çocuklar atölye programına ve çalışma saatlerine de dikkat
ediyorlardı. Hatta atölyedeki eğitimleri sabah saatlerinde olan çocuklar
atölyeden önce gönüllülerin uyudukları çadırlara gelerek önce bizi
uyandırıyorlardı. Bu durum bizi hem sevindiriyor hem de çalışma motivasyonumuzu
arttırıyordu.
Çocukların
her biri bir dünya demekti bizim için. Bu nedenle tek bir çocuğun dahi hayatına
yapacağımız olumlu bir katkı bizim için değerliydi. Bu çalışma onları yalnızca
deprem travmasından uzaklaştırmakla kalmayıp her birinin hayatına dokunmalı,
onları sosyalleştirmeli ve onlara başka dünyaların da kapılarını açmalıydı.
Yıllar sonra çadırkentteki fotoğrafçı çocuklardan birinin Güzel Sanatlar
Fakültesinde okuması, daha sonra bir gazetede editörlük yapması sanırım bizim
de bu çalışmaya başlarken aklımızda olmayan, öngörümüzün ötesinde sevindirici
bir gelişmeydi.
FOTOĞRAF
ATÖLYESİ’NİN AİLELER VE ÇEVRE ÜSTÜNDEKİ ETKİSİ
Eski
Cephanelik Çadırkenti İzmit’in doğusunda alt gelir gurubunun yoğunlukta
yaşadığı Bekirpaşa mahallesinde yer almaktaydı. Çadırkente yerleşen aileler de
çoğunlukla Bekirpaşa ve çevre mahallelerde oturmaktaydılar. Ailelerde işsizlik
oranı yüksekti ve hemen her çadırda birden fazla çocuk aileleriyle birlikte
yaşamaktaydı. Bu durumda ailelerin barınma, ısınma, yemek, temizlik gibi temel
ihtiyaçlarının yanında çocukların eğitim-öğretim ve sosyal faaliyetler gibi
ihtiyaçlarının da karşılanması konusunda da ailelerin desteğe ihtiyaçları vardı.
Dayanışma gönüllüleri faaliyeti kapsamında bir kütüphane açılması, çadırkentte
kreş vazifesi gören çocuk çadırı ya da gençlerle tiyatro çalışması yapan
gençlik çadırı gibi fotoğraf atölyesi de çocuklarla yapılan faaliyetler arasında
önemli bir yere sahip oldu.
Çadırkent
ve prefabrik kentlerde gerçekleştirilen atölye çalışmalarında ailelerle iyi
ilişkiler kuruldu. Ailelere ziyaretler gerçekleştirildi, yaptığımız
çalışmaların amacı, hedefleri ailelerle paylaşıldı, aynı zamanda yaptığımız
çalışmaları izlemek isteyen aileler de atölyeyi ziyaret edip yaptığımız
çalışmaları yerinde görmeleri sağlandı.
Çocukların
öğrendikleri ve uyguladıkları bir belgesel fotoğraf yöntemi olan foto-röportaj
yöntemi, seçtikleri, çekmek istedikleri konuyla insani ilişki ve empati kuran,
dolaysız aktarma amacı olan bir yöntemdi. Bir foto-röportaj gerçekleştirirken
seçtikleri konular kendi aileleriyle, okullarıyla ya da yaşadıkları çevreyle
olan ilişkilerini etkiledi. Çocukların atölyede yaptıkları çalışmalar ve
çektikleri konular üzerine ortaya çıkardıkları ürünleri aileleriyle,
arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle paylaşmaları hem takdir toplamalarına neden
oluyor hem de kendilerine olan güvenlerini arttırıyordu. “Annemin bir günü”, “Çadırkentte
yaşam”, “Depremden sonra İzmit” gibi çektikleri konular onların fotoğraf makinesi
aracılığıyla kendi dünyalarına, ailelerine ve yaşadıkları çevreye “içeriden
bakmalarını” sağladı.
ÇOCUKLARLA
FOTOĞRAF ATÖLYESİ ÇALIŞMASININ MÜFREDAT VE İŞLEYİŞİ
1999
Marmara depremi sonrasında öncelikle İzmit’te çadırkent ve prefabrik kentlerde
başlayan çocuklarla fotoğraf çalışması daha sonra farklı il, ilçe ve köylerde
devam etmiştir. Düzce Hacısüleymanbey ve Aksu Çay köylerinde, İstanbul’da
sokakta yaşayan çocuklarla, Diyarbakırda sokakta çalışan çocuklarla, İstanbul
Esenyurtta, Roboski’de, Van’da ve gezici fotoğraf atölyesi-fotoğraf kamyonuyla
birçok etkinlik ve festivalde yüzlerce çocuk ve gençle fotoğraf atölyeleri
gerçekleştirildi. Bu atölyelerde onlarca gönüllü fotoğraf eğitmeni çalıştı. Fotoğraf
atölyelerinde çalışan ve gönüllülük temeli üzerinden bir araya gelen eğitmenlerin
niteliği, formasyonları, atölyelerde çocuklarla çalışırken nasıl bir program ve
yöntem izlemeleri gerektiği fotoğraf atölyelerinin öncelikli meselesidir.
Dolayısıyla eğitmenlerin ortak bir müfredat, dil ve işleyişe ihtiyaçları
vardır. Çocuklarla yapılan çalışmaların aksamadan sürmesi, aynı atölyede dahi
çalışan eğitmenler arasında koordinasyonun ve eğitim birliğinin sağlanması
açısından bu önemlidir. Elbette bu müfredat ve işleyiş eğitmen ya da çocukların
katılımlarına açık, esnek bir yapıya sahip olmalıdır.
ÇOCUKLARLA
FOTOĞRAF ATÖLYESİ ÇALIŞMALARININ SÜREKLİLİĞİ
Biz
1999 Marmara depreminden sonra İzmit Eski Cephanelik çadırkentinde bir araya
gelen birkaç fotoğrafçı arkadaştık ve depremzedelerle farklı birçok atölyenin,
etkinliğin yapıldığı bu çadırkentte çocuklara ve gençlere yönelik fotoğraf
atölyesi çalışması yapma kararı aldık. O günden bugüne yurt genelinde sayısız
fotoğraf atölyesi çalışması yapıldı ve sayısız çocukla-gençle çalışıldı.
Şimdiye
kadar gerçekleştirilen bütün fotoğraf atölyelerinin tek bir amacı vardı; “Sözü
çocuklara vermek!” bu amaç gerçekten atölyeler nerede yapılırsa yapılsın bu
çalışmanın yürütücüleri, destekleyicileri tarafından yadsınamayacak, herkesin
ortaklaştığı bir amaçtı. “Fotoğraf” bu amacın sadece bir aracıydı. Ne
yaptığımızdan daha önemlisi nasıl yaptığımızdı. Yaptığımız çalışmanın sonucu
kadar çalışma süreci de önemliydi, değerliydi.
Öncelikle
biz çocuklarla bir oyun oynuyorduk, bu oyunun kuralları vardı ancak bu kurallar
bozulabilirdi, değiştirilebilirdi hem de oyun esnasında. Bu mızıkçılık anlamına
gelmiyordu. Gelse de bu oyunda mızıkçılık kötü bir şey değildi. Mesela çekim
yaparken mızıkçılık yapıp fotoğraf makinesini ters tutabilirdik. Çocukların
söyleyecekleri sözü özgürce söylemeleri, yaratıcılıklarını ortaya çıkarmaları
ancak bu şekilde olacaktı. Çocuklar “güzel şeylerin” fotoğrafını çekerken
“çirkin şeyleri” de gözden kaçırmıyorlardı. Sevdikleri bir kişinin, ailelerinin
hayatlarını fotoğraflarken aynı zamanda yaşadıkları olumsuzlukların,
değişmesini istedikleri şeylerin de görüntülerini kaydediyor, belgeliyorlardı.
Bu insani bir davranıştı ve çocuklar bunu doğal olarak yapıyorlardı. Çocuklar
objektiflerini yaşadıkları hayata çevirmişlerdi, bu hayata dair bir merak etme
ve soru sorma süreciydi. Soru: “Neden?”di.
Çocuklarla
Fotoğraf Atölyesi çalışmalarının ilki olan İzmit Eski Cephanelik Çadırkenti
Fotoğraf Atölyesi çalışmasının üzerinden 14 yıl aşkın bir süre geçti ve bu süre
içinde farklı atölyelerde sayısız çocukla çalışıldı. Bu atölyelere onlarca
gönüllü eğitmen katıldı. Yapılan atölye çalışmalarının ürünleri olan sergiler
açıldı, kitaplar yayınlandı. Bugün yapmamız gereken çocuklara verdiğimiz sözün
onlarda kalmasını sağlamaktır.
Kapitalist
piyasa ekonomisinin eğitim-öğretim faaliyetlerini kuşatma altına aldığı, tek
tip insan yetiştiren, özgür düşünce ve yaratıcılığın önünde engel, dünyanın en
pahallı ancak sınav odaklı ve niteliksiz okullarının yer aldığı ülkemizde
alternatif eğitim modellerine de ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. 1973
yılında Aziz Nesin’in Çatalca’da kurduğu “Nesin Vakfı”, İzmir Şirince’de yer
alan “Nesin Matematik Köyü”, “Başka Bir Okul Mümkün Derneği”nin Bodrum’da
açtığı “Mutlu Keçi ilkokulu” gerçekleştirilen alternatif eğitim modelleri örnekleridir.
Bu güne kadar gerçekleştirdiğimiz çocuklarla fotoğraf atölyeleri de alternatif
eğitim yöntemleri uygulanarak gerçekleştirilen çalışmalardır. Bu çalışmaların
deneyimlerinin bir araya getirilerek gerçekleştirilecek, sürekli kılınacak bir
“Çocuklarla Fotoğrafçılık Okulu” yeni bir alternatif eğitim modeli olarak hayata
geçirilebilir. Günümüzde meslek liselerinde bölümleri olan fotoğrafçılığın
bağımsız, alternatif bir okulunun olması düşünülebilir.