23 Ocak 2014 Perşembe

Çocuklar Sıra Sizde

ÇOCUKLAR SIRA SİZDE

 

SABRİ ÖZDEMİR     


FOTOĞRAFÇILARIN VAZGEÇİLMEZ MODELLERİNDEN BİRİ ÇOCUKLARDIR,
İSTER SAVAŞTA, İSTER SOKAKTA İSTER OKULDA EVDE VE OYUN ALANLARINDA OLSUN HEP ÇOCUKLARIN FOTOĞRAFLARI ÇEKİLİR VE OBJEKTİFİN ÖNÜNDE  DURURLAR.
BU ÇALIŞMAYLA SIRA SİZDE DİYEREK BU SEFER ÇOCUKLARI OBJEKTİFİN ÖNÜNDEN ARKASINA ALDIK.
ONLARIN GÖZÜNDEN AİLELERİNİ , SOKAKLARINI, MAHALLELERİNİ VE KENTLERİNİ NASIL GÖRDÜKLERİNİ FOTOĞRAF DİLİNİ KULLANARAK BİZE ANLATMALARINI İSTEDİK.
ÇÜNKÜ MERAK ETTİĞİMİZ O ÇOCUKSU VE HESAPSIZ BAKIŞLARIYLA BU GÜNÜ FOTOĞRAFLAYIP BİR BELLEK OLUŞTURARAK BU GÜNÜ YARINA ANLATMALARINI HEDEFLİYORDUK. 

 

BATMAN


4 ERKEK 1O KIZ TOPLAM 14 ÇOCUKLA BAŞLANDI
14 ÇOCUKLA BİTİRİLDİ.
BATMAN KÜLTÜR VE SANAT DERNEĞİ EĞİTİM SALONU
1 EĞİTİMCİ
ÇALIŞMAYI GERÇEKLEŞTİREN KURUMLAR
ANADOLU KÜLTÜR AŞ NİN PROJELERİNDEN BİRİ OLDUĞU İÇİN PARASAL DESTEĞİ BAZI ORTAKLAR BULARAK  SAĞLADIĞINI BİLİYORUM.
SADECE ÖNGÖRÜLEMEYEN BAZI BATMAN ATÖLYESİNE ÖZGÜ SKINTILARI YEREL KAYNAKLARDAN SAĞLAMAK DURUMUNDA KALDIM ONLARI KISACA ANLATABİLİRİM.
EĞİTİM SALONU PROJEKSİYON CİHAZI VE KATILIMCI 14 ÇOCUKTAN 9 UNUN KÖYDEN GELİYOR OLMASI NEDENİ İLE GİDİŞ GELİŞLERİ ARAÇ TEMİNİ GİBİ.
BU ÇALIŞMADAN SERGİ VE KİTAP ORTAYA ÇIKTI FOTOĞRAFLA HATIRLAMAK ADIYLA.
BU ATÖLYE İLK ÇALIŞMAMDI BAŞLARKEN METODİK BİR YOL OLUP OLMADIĞINI BİLMİYORDUM O YÜZDEN GÖZLEM VE ANALİZ YOLUYLA ÇALIŞMALARA YÖN VERMEYE  ÇALIŞTIK VE BUNU MÜMKÜN OLDUĞU KADAR ÇOCUKLARLA BİRLİKTE YAPMAYA ÇALIŞTIK
ÇOCUKLARLA OYUNLAR OYNAYARAK ŞARKI SÖYLEYEREK HİKAYE OKUYUP OKUDUĞUNU ANLATMA,  YAZARAK ANLATMA, RESİM ÇİZEREK ANLATMA, KOLAJ YAPARAK ANLATMA VE SON OLARAK FOTOĞRAF ÇEKEREK ANLATMA GİBİ
KISA GÜNLÜKLER TUTARAK BUNLARI YAPARKEN BUNLARI YAPIYOR OLMANIN ÖTESİNDE BİRBİRİMİZİ DİNLEMEYİ SÖZ BİTİNCEYE KADAR, VE SONRA ANALTILANLA İLGİLİ SORULAR SORMANIN ÖNEMİNİ ANLATMAYA ÇALIŞTIK.
ÇOCUKLARI DİNLEDİKÇE ONLARA VE ONLARIN BİRBİRİNE SORDUĞU SORULAR VE ALINAN CEVABLAR YOL GÖSTERİCİ OLUYOR  YENİ VE FARKLI METODLAR  KENDİLİĞİNDEN GELİŞİYORDU.
HAYIR ÇÜNKÜ  BİLİNEN ÖRGÜN EĞİTİM VE YAYGIN EĞİTİM METODLARI DAHA ÇOK TEK BAKIŞ VE ALGILAMA YARATIR ÖZELİKLEDE ÇOCUKLAR ÜZERİNDE OYSA BİZİM  AMAÇLADIĞIMIZ BİR GRUB İÇİNDE ÖZGÜN BAKIŞ VE ALGILAMA İÇ GÜDÜSÜNÜ GEELİŞTİRMEYE ÇALIŞMAKTI.
ÇALIŞMA SIRASINDA MUTLAKA ÇCUKLARIDA KATARAK ÇALIŞMANIN İLKELERİYLE İLGİLİ KURALLAR BİRLİKTE BELİRLENMELİ VE BU KURALLARA ÖNCELİKLE  EĞİTİMCİ UYMALI.
ÇALIŞMA SIRASINDA KARŞILAŞTIĞIMIZ ZORLUKLARDAN BİRİ EĞİTİM SALONUNUN BUNALTICI DERECEDE SICAK OLMASIYDI BU SORUNU 2 HAFTA YANİ 4 OTURUMU KLİMASI OLAN HASANKEYFİ YAŞATMA GİRİŞİMİ DERNEĞİNİN SUNUM SALONUNDA YAPARAK AŞMAYA ÇALIŞTIK.
FOTOĞRAF ÇEKİM AŞMASINDA İSE ÖZELİKLE KÖYDEN GELEN 9 ÇOCUĞUN DA AİLELLERİN FOTOĞRAF ÇEKMELERİNE İZİN VERMEDİĞİNİ AZARLADIĞINI BELİRTMESİ ÜZERİNE BİR SONRAKİ OTURUMU BATMAN MERKEZDEN KATILAN 5 ÇOCUĞUDA ALARAK KÖYDE YAPMAYA KARAR VERDİK VE ÇOCUKLARDAN BİRİNE HAFTAYA SİZİN EVE MİSAFİR OLACAZ BABANA SÖYLE BİZE YEMEK HAZIRLASIN DEDİK GİTTİK ÇOCUKLARIN ÇOĞU AKRABA OLDUĞUNDAN BÜYÜKLERİDE TOPLANMIŞ BİZİ BEKLİYOR GÖRDÜK BABALAR AMCALAR ABİLER KARŞILADILAR BİZİ BÜYÜK BİR BAHÇEDE  AĞIRLADILAR.
ÇALIŞMANIN AMACINI İLKELERİNİ ÇOCUKLARA VERECEĞİ FAYDAYI ANLATARAK DİLİMİZ DÖNDÜĞÜNCE İÇLERİNDEN BİRİ DAHA ÖNCE TANIDIĞIM BİRİ ÇIKINCA İKNA ETMİŞ OLMANIN VERDİĞİ MUTLULUKLA BİZİM İÇİN HAZIRLANAN YEMEĞİ YEDİKTEN SONRA GERİ DÖNDÜK.
ÇOCUKLARIN KÖYDEN GELİŞ GİDİŞLERİ İÇİN BELEDİYE İLE YAPILAN GÖRÜŞMELERDEN SONRADA BİR ARAÇ TAHSİS ETİREBİLDİK ÇALIŞMA İÇİN 10 MAKİNA ÖNGÖRÜLMÜŞTÜ BU DURUMDA 4 EKSİK MAKİNAMIZ VARDI BİR SÜRE 2 KİŞİ BİR MAKİNAYI KULLLANMAK ZORUNDA KALDI BELEDİYEDEN 4 MAKİNA TEMİN EDİP BU SORUNUDA ÇÖZMÜŞ OLDUK ÇALIŞMADA YOL KATTETT,KÇE ÇALIŞMAYA FOTOĞRAFÇILAR DIŞINDA UFUK AÇICI YOL GÖSTERİCİ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜM BİR AVUKAT İŞADAMI OLAN SABİH ATAÇ , EĞİTİMCİ ÖYKÜ VE ROMAN YAZARI OLAN SN YAVUZ EKİNCİ VE EĞİTİMCİ ÖYKÜ YAZARI VE ÇOK İYİ BİR ELEŞTİRMEN OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜM SN MEHMET ŞARMANI FARKLI ZAMANLARDA ÇOCUKLARLA 1 ER SAAT GEÇİRMELERİ İÇİN DAVET ETTİM KIRMAYIP GELDİLER ÇOK FAYDALI OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİM ÖYLE Kİ (XERİ NİN OKUL MESELESİ).
BU ÇALIŞMADAN SONRA EN SEVMEDİĞİ YERİN OKUL OLDUĞUNU VE OKUMAYACAĞINI ÇOBANLIĞI SEVDİĞİNİ ÇOBAN OLACAĞINI SÖYLEYEN XERİ ATÖLYENİN SONUNA DOĞRU BENDEN HİKAYE KİTAPLARI İSTEMEYE BAŞLAMIŞTI DAHASI BİR SONRAKİ ÇALIŞMASININ SINIFIN KURALLARI OLACAĞINI SÖYLÜYORDU.
BU TÜR ÇALIŞMALAR EĞİTMEN OLARAK BANA TECRÜBE DENEYİM  KAZANDIRDIĞI GİBİ ÖĞRETİCİ OLDUĞUNU DA SÖYLEMEDEN GEÇEMİYECEM.
ÇALIŞMA KISA SÜREDE SOSYALŞEMELERİNİ ÖZGÜVEN KAZANMALARINA UZUN VADDE DE ÇEVRELERİNDE OLUP BİTENLERE SORGULAYAN GÖZLERLE BAKMALARINA  AİLEDE SOKAKTA MAHALLEDE  YAŞAMLARINDA BİR DURUM YADA OLAY KARŞISINDA TEPKİSİZ KALMAMA DOĞRU TEPKİLER KOYMA BİLİNCİ GELİŞTİRECEĞİNE İNANIYORUM.
ÇOCUKLARLA ÇALIŞMANIN TANIMLI BİR MÜFREDAT VE İŞLEYİŞE İHTİYAC ELBETTE VARDIR  AMA BANA GÖRE FARKLI KÜLTÜR VE SOSYAL SINIFLARDAN GELEN ÇOCUKLARIN HAYATA BAKIŞI VE HAYATI ALGILAMALARI  DA FARKLILIKLAR GÖSTERİR  BU YÜZDEN MÜFREDAT OLMALI AMA MFÜREDATA  MUTLAK BAĞLI KALMAMALIYIZ  EĞİTMENLER OLARAK BİZLER DİYE DÜŞÜNÜYORUM.

BU ÇALIŞMALAR MUTLAKA SÜRDÜRÜLMELİ ÇÜNKÜ BEN 3 YIL ÖNCE 11.14 YAŞ ARASI ÇOCUKLARLA YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMADA BELKİ BASİT KÜÇÜK BİRBİRİNE BENZER HİKAYELER ANLATILAR BİZE ÇOCUKLAR, EN ÇOK İSTEDİĞİM ŞEY İSE BİRLİKTE ÇALIŞTIĞIM O ÇOCUKLARLA 2 YIL SONRA YANİ 17-20 YAŞ ARASI OLMUŞ OLACAKLAR SANIRIM TEKRAR BİR ARAYA GELEREK BİRDE O YAŞTAKİ YAŞAMA BAKIŞ ALGILARIYLA BİZLERE NASIL HİKAYELER LE GERİ DÖNECEKLERİNİ NELERİ KAYIT ALTINA  ALACAKLARINI ÇOK MERAK EDİYORUM AÇIKÇASI...

Van Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi

VAN FOTOĞRAFÇI ÇOCUKLAR ATÖLYESİ

İKRAM KAPAGAN

Çalışmayı tamamlamayan çocukların nedenleri; 

 

1-Konteynırkentlerde yer alan güvenlik görevlilerinin atölyeyi yanlış lanse edip çocukları ve aileleri engellemeleri
2-Konteynır kentlerde var olan kuran kursuna katılan çocukların zamanlama problemi yaşamaları,
3-bazı ailelere ve çocuklara atölyenin cazip yada ilgi çekici gelmemesi.
4-başka konteynır kent ve evlere taşınmalar.
Çalışma grubunun sürekli katkıyı sağlamak için uyguladığı yöntemler ve çabaları;
1- yanlış lanse edilmesinin önüne geçmek için güvenlik görevlilerine atölyenin misyonu ve çalışma şekli anlatıldı
2-zamanlama sıkıntısı yaşayan çocukların atölye programı onların uygun zamanına göre ayarlandı.
3-çalışma ailelere anlatılıp etkinliklere davet edilerek ilgi çekici hale getirilmesi sağlanılmaya çalışıldı.

Çalışmayı sürdüren eğitimci sayısı 24. iş bölümündeki görevleri genelde fotoğrafçı olan eğitmenler programda var olan pedagojik etkinlikler ile fotoğraf etkinliklerini beraber uygulayan ve çocukların yoğunluğundan dolayı bir başka alanda eğitmenlerin çocuklarla eğitsel oyunlar ve etkinlikler gerçekleştirenler ile aile -çocuk ve atölye ilişkisini sağlamaya çalışan eğitmenlerin görevlerinden birkaçı.

Çalışmayı gerçekleştiren kurumlar:


1-Anadolu Kültür Merkezi
2-Fotoğraf Vakfı
3-Galata Fotoğrafhanesi
4-Nar Photos

Parasal kaynağın temini;

 

Garanti bankası Ve parasal destek sunan şahışlar.

Çalışma sonuçlarında ortaya çıkan ürünler:

 

Van da 5-12 Ekim tarihleri arasında çocukların katılımı ve bazı STK 'lar ve Van Belediye başkanının ve çalışanlarının katılımıyla açık hava sergisi gerçekleştirildi.
Yine Van Depreminin 1.yıl dönümünde 23 ekimde 13:41 adlı deprem sergisi ile beraber açık hava da sergi.
İstanbul da 12 Aralıkta bir hafta boyunca Galatasaray lisesinin önünde açık hava sergisi ve Cezayir Toplantı salonunda sergi ve basın açıklaması.

Çalışma sonrasında uygulanan metod kısa fotoröportajlar, daha çok fotoğrafla ilgili terimlerin tanıtımı ve çeşitli etkinlikler gerçekleştirildikten sonra çocukların istedikleri-istemedikleri,sevdikleri-sevmedikleri,hoşlandıkları-hoşlanmadıkları vs. şeylerin çekimi ile gerçekleştiriliyordu.
Çalışma örgün ya da yaygın eğitimin metodolojilerine başvurulmadı.alternatif eğitim metodoloji
sine uygun düşecek anlayış ve yaklaşımla hareket edildi.gönüllü eğitmenler ve gönüllü insanların katılmasıyla çalışma ekibi kurularak dayanışma ve ortak hareket anlayışı ile çocuk merkezli ,doğada, serbest ortamda çocukları dört duvar arasına mahkum eden anlayıştan uzak,birlikte  öğrenme anlayışı esas alınarak atölye gerçekleştirildi.

Çalışma sırasında uyulan ilkeler: 

 

1-Yaklaşım öğretmen -öğrenci ilişkisi şeklinde değil Beraber öğrenmeyi esas alan ve eğitmenlerin çocuklara rehberlik ettiği bir yaklaşımdı.

2-Dil ;çocukların kendi ana diileri olan kürtçe ve türkçe diliyle eğitim ortamı sağlandı.çocuğa ego zedeliyici dil yerine Ben dili ,empatik yaklaşım ve ego destekleyici dil uslupları kullanılacak şekilde yürütüldü .

3-Etik açısından çocukların ve ailelerin yaşam alanlarına, yaşam tarzına ve fikirlerine, değerlerine uygun ve saygı gösterilerek gerçekleştirilmeye çalışıldı.

4-çalışma esnasında etkinliklerde estetik kavramını güzel-çirkin ,iyi -kötü vs. kavramlarından ziyade çocukların estetik yaratıcılıkları ortaya çıkarmayı esas alan ortam ve yaklaşım sergilendi.

5-oryantalist bakış açısına yol açmayacak tutumlar ve ilkelere göre hareket edilmeye çalışıldı.

Çalışma sırasında karşılaşılan zorluklar ve çözümler;


1-konteynır kentlerde depremin yaratmış olduğu travmadan ötürü ve çocukların kendilerini ifade edebilecekleri ya da enerjilerini boşaltacakları alanların ,etkinliklerin olmayışı ve tek etkinliğin atölye olması çocuklarda enerji birikmesine yol açtığından zaman zaman bunun atölyeye olumsuz davranışlarla yansıması.

2-bu olumsuz davranışlar ;çadırın yırtılması şeklinde ,kontrol etmede ,etkinliklerin gerçekleştirilememesi sıkıntı yaratan durumlardı.

3-konteynır kentlerde olan güvenlik güçlerinin atölyeyi yanlış lanse etmesinden kaynaklı ailelerin ve çocukların atölyeyi zaman zaman şüpheyle karşılaması

4-zaman zaman bilinçsizce gelişen  var olan durumları ajite etme ve durumlara olağan üstünlük katma nedenleriyle  eğitmenlerde duygusal yoğunluklara yol açması ve bundan  işleyişin zaman zaman sapması  sıkıntı yaratan durumlardandı.

5-eğitmenlerin zaman zaman dil konusunda problem yaşamaları .

 

Çözümler: 

 

1-çadırı yırtmalarının önüne geçebilmek için çadırı beraber onararak ,yaşam alanların ı kendilerine ait olduğunu hissettirerek ,sorumlulukları paylaşarak önüne geçilmiş oldu ki her sabah eğitmenlerden önce çocuklar atölyeye gelip atölyeyi temizleyip ,düzenleyerek eğitmenleri beklemeleri atölyeyi zamanla ne kadar benimsediklerinin göstergesiydi.
2-Konteynır kentlerdeki güvenlik güçlerinin yaratmış olduğu algıyı değiştirmek için atölyenin amacı ve misyonu güvenlik güçlerine ve ailelere anlatılarak çözüm bulunuldu.

3-Bilinçsizce orataya çıkan Oryantalist bakış(durumları ajite etme ve olağanüstülük katma) açısının yaratmış olduğu sıkıntıların giderilmesi için Özcan hocamız sürekli bu mesele üzerine mail grubunda tartışmaya açıp eğitmenleri yönlendirerek sorun giderilmeye çalışıldı.

4-Dil konusunda Kürtçeyi bilen çalışma arkadaşlarını organize ederek bu eksiklik de giderilmeye çalışıldı.

Çalışma Sırasında Kullanılan araç -gereç ana ekipman ve yardımcı ekipmanlar;

Ana Ekipmanlar :Dijital Fotoğraf Makineleri,hafıza kartları, projeksiyon,diz üstü bilgisayar, etkinlikler için kırtasiye malzemeleri(boya,kalemler ,fon kartonlar,borular,kovalar,mercekler,aynalar vs.)

Yardımcı ekipmanlar: Vantilatörler,yangın tüpü,minderler,temizlik malzemeleri vs.

 

Çalışma sırasında çocukların aileleri ve çevrede yaşayanlarla nasıl ilişkiler kuruldu.karşılaşılan problemler ve çözümler: 

 

Çalışma sırasında ilk önce çocukla iletişime geçilip atölye çalışmasında yapılacaklar anlatıldı.sonrasında ailelere de atölye çalışması anlatıldı.atölyeye davet ettik eğitmen ve çocukların ilişkilerini,ve yapılan etkinlikleri gözlemlediler. çevreden merak eden insanları davet ettik.çevredeki insanlar ve aileler çadır kurulumunda ve atölyenin etrafını güzelleştirme adına her çalışmamıza katıldılar destek verdiler. evlerine davet ettiler misafir olduk bu da karşılıklı güven duygusunu artırdı.biz de her hafta sonu çocukların çektiği fotoğrafları sergileyerek hem cevredeki insanları hem de aileleri davet ettik.sergiyi çocuklarıyla beraber gezdiler sergi de ikramlar sunduk çocukların çekmiş oldukları fotoğrafları değerlendirdiler.atölyeyi ve sergileri beraber gerçekleştirdik diyebiliriz.

Çalışmaya katılan fotoğrafçı olmayanlar ve vasıfları;
Fotoğrafçı olmayıp çalışmaya katılan çok kişi vardı.bunlar belediye çalışanları,ev kadınları,mahalledeki gençler, bazı STK çalışanları,sınıf öğretmenliği ve okul öncesi öğrencileri,kadın aktivistler idiler. çalışmaya herkesin farklı farklı katkıları oldu kimisi çadır kurulumunda yardımcı oldular,kimisi çocuklarla değişik eğitsel etkinlikler gerçekleştirdi, kimisi sergiye yardım ettiler ,kimileri atölye bünyesinde kadınlara ve çocuklara sağlık taraması ve eğitici seminerler düzenlediler kimisi çocuklara ulaşmamızda bize rehberlik ettiler kimisi çevre hakkında bizi bilgilendirdiler .Farklı farklı bir çok alanda çalışmaya katkıları oldu.

Çocuklarla fotoğraf çalışmalarının ''eğitmen ve organizasyon grubuna katkıları'
Eğitmen ve organizasyon grubuna iletişim ,farklı kültürleri tanıma va kaynaşma imkanı sağlar.
Çocukların dünyasını anlama fırsatı sağlar.
Foto-aktivizstlik alanında deneyım sağlar.,
Var olan önyargıların yıkılmasını sağlar.

Çalışmanın çocuklara kısa ve uzun vadeli katkıları;


Çocuklar kendilerin ifade edecekleri başka bir alanın da fotoğraf olduğunu kavradılar .
Çektiği fotoğrafların sergilenmesi beğeni toplaması özgüvenlerinin gelişimsine yol açtı.
Fotoğrafçılık diye bir alanın olduğunu ilerde hem hobi olarak meslek olarak fotoğrafçılık yapabilirim fikri oluştu.
Belgesel fotoğraf hakkında bilgi ve foto-röportaj hazırlama hakkında bilgi sahibi oldular.,
çocuklarda meydana gelen deprem travmasını iyileşmesine dönük katkısı oldu.
Fotoğrafın da bir itiraz dilinin bir aracı olabileceğinin farkına varıldı.
Eğlendirici ,keyif alıcı etkinliklerin mutluluğu yaşanıldı.
kitap ve sergi çalışması ile yaratıcılıklarının farkına varılması sağlanıldı.
Kendi ana dillerin atölyede ya da öğrenme ortamında kendini ifade etmenin mutluluğu yaşanıldı.
Van da atölye sonrası oluşturulan fotoğrafçılar ekibinin daha sonradan çocuklarla çalışmayı ilerletme fikrine varıldı bu yönde çabalar sarfedilip bu çocuklarla fotoğrafçılık üzerine uzun süreli çalışmalar yapılmaya çalışıldı.

Çalışmanın aileler ve çevre üzerindeki etkileri: 

 

Deprem ve sonrasında medya ve sosyal medya tarafından yükselen faşist söylemler.Depremzedelerde ekstra bir travmaya   yol açmıştı.atölyelerin kurulması ve gönüllü ağının oluşması hem halkları birbirine yakınlaştırdı hem de oluşan travmayı ve öfkeyi dindirici etkisi oldu.

Çocuklarının farklı alanlarda da yetenekli ve başarılı olabileceğinin düşüncesi doğdu.

 

ÇOCUKLARDA TANIMLI BİR MÜFREDAT VE İŞLEYİŞE İHTİYACI OLUP OLMADIĞI KONUSUNDAKİ DEĞERLENDİRMELER 

 

Atölye esnasında gözlemlediğimiz gibi çocuklar doğası gereği yakmaya ,yıkmaya ,kırmaya –dökmeye yatkındır.hareketlidir  ve kontrol etmek ve sağlıklı ,güvenli bir ortam oluşturmak oldukça güçtür.
Bunun önüne geçmek için ya da ortamı kontrol edebilmek için yapılacak etkinliklerin belli bir planlamasının olması lazım kanımca.Yoksa eğitmenin yol haritasının olmaması ortamı kaosa dönüştürebilir.
Bizim atölyelerimizde belli bir etkinlik şeması ve planlaması vardı bu da işimizi kolaylaştırıyordu.Etkinliklerimiz:kare kadraj,çiçek dürbünü,eğitsel oyunlar,Camera-obscura,periskop ve kolaj şeklindeydi.hergün farklı etkinlikleri çocuklarla yapmaya çalıştık.fakat benim gözlemlerim etkinliklerin az oluşu ve kısa sürede bitişi çocukta sıkkınlığa yol açıyordu ve sağlıklı bir ortam oluşturmada zorlanıyorduk. Etkinliklerimizi ne kadar çoğaltırsak hem çocuklar için hem de eğitmenler için daha yararlı olacağına inanıyorum. Ayrıca çocukların yaratıcılıklarını geliştirmeye ve farklı zeka alanlarının, yeteneklerinin farkına varmasında da yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

BU ÇALIŞMANIN SÜREKLİ KILINMASI KONUSUNDAKİ DÜŞÜNCELER 

 

Atölyelerin kalıcı olabilmesi için daha çok kolektif çalışmaya dönüştürülmeli belli başlı kişilerin inisiyatifine bırakılmamalı.Herkes çalışmanın kalıcılığı açısından görüş bildirmeli ,sorumluluk almalı ve bunun için çaba harcamalı.atölyelerin başından sonuna kadar kişilerin inisiyatifine bırakılması kolektiflikten çıkması Kişiler üzerindeki yükü arttıracağından hem hataların çoğalmasına hem de amacından sapmaya yol açabilir.İktidar kavramına ve ego sürtüşmelerine zemin hazırlayabilir bu da Çalışmanın  popülist kaygılar üzerine yoğunlaşmasına
Yol açabilir ki bu da çocukları istismar etmeye kullanmaya yol açabilir,tehlikelidir . çocukları ve çalışmanın bütününü ego sürtüşmelerine ve iktidar kuruntularına zemin hazırlamayacak bir anlayışla hareket edilmeli  ve bu durumların analizi ve çözümü için  profesyonellerden ,pedagoglardan,sosyolog ve psikologlardan fotoğraf alanında yetkinleşmiş kişi ve kurumlardan destek alınmalı ya da çalışmaya dahil edilmeliler.

Atölye yapılacak yerde çocuklardan ya da gençlerden oluşan fotoğraf kalıcı bir yapı oluşturulup çalışma sonlandırmalı.Bu yapı kulüp ,dernek  ya da bağımsız bir grup şeklinde olabilir. yetenekli gençler ve çocuklardan oluşan bir ekip oluşturulup yereldeki fotoğrafçılarla beraber hareket etmeleri  ve destek almaları sağlanılmaya çalışılabilmeli.
STK lardan ,yerel yönetimlerden bu çalışmalrın kalıcılığı için girişilmede bulunabilmeli,
Atölyedeki  Çocuklarla  ya da gençlerle İletişim diri tutulmaya çalışılmalı merak ve ilgiyi sürekli canlı tutulmaya çalışılabilmeli.
Atölyeler üç aylık ya da beş aylık bir çalışma olarak düşünülmemeli  3 ayda ya da 5 ayda çocukların hayatına  nasıl etki edilebilmeli ve nasıl kalıcı olabilmeli düşüncesi hakim olmalı atölye boyunca.
Her çocuğun olmazsa bile bu işi devam ettirecek  çocukların elinde daha sonra uzun süre kullanabileceği fotoğraf makinları temin edilebilmeli.
Atölyenin çok kalabalık olmasından ziyade ne çok az ne de çok kalabalık olacak şekilde  çocuk sayısı sınırlı tutulmalı arta kalacak bütçe çalışmanın kalıcılığına harcanmalı.
Özellikle eğitmenlerin ya da organizatörlerde oluşan oryantalist bakış açısını ve çocukları ajite etme düşüncesinin kırılması için yine pedagoglardan,psikologlardan  ve fotoğraf alanında uzman kişilerden ve yereldeki   kişilerden destek alınmalı .
Deprem sonrası oluşan travmalar hakkında eğitmenlerin ve organizasyon grubunun bu konuda bilgi sahibi olmasına çalışılmalı ve depremzede çocuklara yaklaşım hususunda psikologlardan ya da uzman kişilerden destek alınmalı.

İzmit Fotoğrafçı Çocuklar Atölyeleri

İZMİT BEKİRPAŞA ESKİ CEPHANELİK ÇADIRKENTİ, İZMİT ODTÜ PREFABRİKLERİ, İZMİT ŞİRİNTEPE SLR FOTOĞRAFÇI ÇOCUKLAR ATÖLYELERİ

GÖKHAN GEZİK 

FOTOĞRAFÇI ÇOCUKLAR ATÖLYESİ’NİN AMACI   

            Dünyada meydana gelen tüm savaşlardan, afetlerden, zorunlu göçlerden, yıkımlardan en çok etkilenenler hep çocuklar olmuştur. Marmara depreminde de afetin büyüklüğü, çocukların yaşamış oldukları travmanın da büyük olmasına neden olmuştu. Yapacağımız çalışma ile depremin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya çalışacak, aynı zamanda fotoğraf aracılığıyla kendilerini ifade etme, gerçekleştirme, çevrelerine “fotoğraf gözüyle” bakma imkânı sunacaktık. Tabii ki çalışmanın sonucunda çocukların ortaya çıkaracakları ürünlerin sergi, kitap vs. gibi araçlarla başkalarıyla da paylaşmaları sağlanacaktı.

ATÖLYE SÜRECİ

            Depremden yaklaşık iki ay sonra İzmit Bekirpaşa Eski Cephanelik Çadırkenti’nde Dayanışma Gönüllüleri olarak Enfants du Monde-Droits de L’homme birlikteliği ile gerçekleştirdiğimiz Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi hazırlık süreci ile dört ay sürdü. Askerlerin terk ettikleri yalnız sınırlarını korudukları Eski Cephanelik Çadırkenti içinde 4 numaralı fünye deposunu fotoğrafçı çocuklar atölyesi olarak belirledik ve buranın karanlık oda için uygun hale getirilmesini sağladık.

            Dört ay süren fotoğrafçı çocuklar atölyesinde yaşları 8 ile 17 arasında değişen 133 çocuk-genç ile ilişkilendik, 50 çocuk ile atölyeyi tamamladık. İki gönüllü eğitmen sürekli çadırkentte olmak üzere yedi gönüllü eğitmen ile çalışmayı gerçekleştirdik. Atölye sonunda çalışmaya katılan çocuklarla birlikte sergi baskılarını hazırlamaya başladık. İlk sergiyi çadırkent içinde Dayanışma Gönüllüleri’nin kurmuş olduğu kütüphanede açtık.

            İlk serginin ardından İzmit genelinde çadırkentler boşaltılmaya, bunların yerini Prefabrik kentler almaya başladı. Çadırkentte gerçekleştirdiğimiz Fotoğrafçı Çocuklar atölyesinin başarısı, olumlu sonuçları ve çocuklarla karşılıklı olarak çalışmaya devam etme isteği bizi yeni bir atölye kurmaya yöneltti. İzmit Plajyolu’nda ODTÜ mezunları derneği’nin kurduğu prefabrik kent ikinci durağımız oldu. Dernek yöneticilerinin daveti ile burada yer alan sosyal merkezde yeni atölyemizi kurduk ve hemen çalışmaya başladık. Eski Cephanelik çadırkentinin boşaltılmasıyla fotoğrafçı çocukların aileleri farklı prefabrik kentlere ya da mahallelerine geri dönmüşlerdi. ODTÜ prefabrikleri de mahallelerine ya da taşındıkları prefabriklere uzak bir noktadaydı. Bu yüzden ilk atölyeden on çocuk ikinci atölyedeki çalışmalara katılabildi. ODTÜ Prefabriklerinde ilk işimiz buradaki çocuklarla birlikte ailelere de fotoğraf atölyesini ve amacımızı anlatmak oldu. İlk atölyeden gelen on çocuk da hem bizi motive ediyor hem de ODTÜ prefabriklerinde yaşayan yeni fotoğrafçı çocuklara da iyi birer örnek oluyorlardı. Yeni çocuklarla çalışırken eskiler de bize asistanlık yapıyorlar, zaman zaman da bizden gönüllü eğitmenliği devralıyorlardı. Bu dönemde ilk fotoğrafçı çocuklarla biz gönüllü eğitmenleri çok mutlu eden aynı zamanda yeni fotoğrafçı çocukları da heveslendiren gelişme ilk fotoğrafçı çocuklar atölyesinin fotoğraf albümünün çıkması olmuştu.

            2000 yılında İFSAK FOTOĞAF ÖDÜLÜ Fotoğrafçı Çocuklara verildi. Çocukların ödülü alırken yaşadıkları mutluluk görülmeye değerdi. Tabii gönüllü eğitmenlerin de!

ATÖLYEYİ TAMAMLAYANLAR-TAMAMLAYAMAYANLAR VE NEDENLERİ

            İzmit Bekirpaşa fotoğrafçı çocuklar atölyesine 133 çocuk katıldı, ancak atölyeyi tamamlayan çocuk sayısı 50 oldu. Bunun nedenleri arasında çadırkentteki dayanışma gönüllüleri atölyelerinin sayısının çokluğuydu ve çocuklar-gençler bir süre sonra çadırkentteki farklı faaliyetlere yönelmişlerdi, farklı ilgi alanları oluşmuştu. Okulların açılması da atölyeye olan ilgiyi olumsuz yönde etkilemişti. Üçüncü olarak evleri hasarsız ya da az hasarlı olan ailelerin kışın olumsuz etkilerinin artmasıyla birlikte evlerine dönmeleriydi. 

            İzmit Plajyolu ODTÜ prefabrikleri sosyal merkezinde açılan ikinci fotoğrafçı çocuklar atölyesine 10 çocuk ilk atölyeden, yaklaşık 20 çocuk da ODTÜ prefabriklerinden katıldı. Gönüllü eğitmenler için önemli bir deneyim olan ikinci atölye ilk fotoğrafçı çocuklar için de önemli bir deneyimdi. Yeni atölyede eğitmenlere asistanlık ve yeni fotoğrafçı çocuklara da gönüllü eğitmenlik yapmaya başlamışlardı. ODTÜ prefabriklerinden yaklaşık 10 çocuk ile atölye süresince çalıştık ancak özellikle çocukların futbol’a olan ilgileri atölyeye olan ilgilerinin önüne geçti.

Artık yaz aylarına girmemiz de prefabrik atölyenin aşırı ısınması nedeniyle çalışmamızı etkilemişti. Çadırkentteyken atölyede çalışmak istedikleri zaman çocuklar sabah erken saatlerde çadırımıza gelip bizi uyandırırlardı ancak biz ODTÜ prefabriklerine uzak Yeşilova Prefabriklerinde kalıyorduk ve bu fiziki uzaklık çalışmalarımızı etkiliyordu. İlk atölyeden katılan 10 çocuk da ODTÜ prefabriklerine olan uzaklıkları nedeniyle atölyeye düzenli katılamadı. Ancak bu süreçte ilk atölyenin fotoğraf albümünün çıkması onları ayrıca mutlu ve motive etti. Onlardaki bu mutluluk ve motivasyon bizi üçüncü atölye olan Şirintepe SLR Atölyesini açmaya yöneltti.


            İzmit Şirintepe SLR atölyesini Şirintepede 7. Boru İlköğretim okulu yanında kurulmuş olan Sosyal Merkezde açtık. Fotoğrafçı çocuklar atölyesinin devamı olarak düşündüğümüz atölyeye Lokomotif ekibimiz olan eski cephanelik çadırkenti fotoğrafçı çocuklarından 10 kişilik ekip buradaki atölyeye de katıldı. Şirintepe atölyesinin ilköğretim okulunun yanında olmasını bir avantaj olarak gördük ve okuldaki öğrencilere kendimizi tanıtmak, atölyede ne yaptığımızı anlatmak için okul yönetiminden aldığımız izinle sınıfları gezdik ve çalışmalarımızı anlattık. Başlangıçta yoğun ilgiyle karşılaştığımız Şirintepe’de okulların kapanmasıyla birlikte katılımcı sayısı oldukça düştü. Çadırkentte ve prefabriklerde çocuklar atölyeye gelmedikleri zaman çadırlarını ya da prefabriklerini ziyaret edebiliyorduk ancak Şirintepede böyle bir imkânımız olmadı. Çocukların atölyeye gelmesinin bekledik. Ancak ilk fotoğrafçı çocuklar düzenli olamasa da atölyeyi bırakmadılar. Ulaşım sorununu çözemediğimiz için sadece atölyeye geliş periyotları azaldı. Biz de hem onların hem de kendi motivasyonumuzu arttırmak için atölyeyi Şirintepe SLR atölyesi olarak değiştirme kararı aldık. Bir yılı aşkın süredir kompakt makinelerle çalışan çocuklara makineleri yetersiz gelmeye ve makinelerini bizim kullandığımız SLR makinelerle kıyaslamaya başlamışlardı. Çocukların SLR makinelere geçmeleri çok kolay oldu. Zaten uzun zamandan beri kullandıkları kompakt makineleri bizim SLR makinelerimiz ile kıyaslıyorlardı. Biz de hemen SLR atölyesi programı ve yöntemini oluşturduk. Çocukların SLR makineleri öğrenmeleri kolay oldu. SLR’nin tekniğini kolayca kavradılar. “İzmit Belgeseli” adını koydukları foto-röportajlarını çekmeye SLR makineleri ile devam ettiler.


“İzmit Belgeseli” ortaya oldukça başarılı fotoğraflar ortaya çıkardı, ODTÜ ve Şirintepe atölyelerinin tüm ürünleri sergi baskıları yapılmak üzere arşivlendi.


ATÖLYE MEKANLARI          

            İzmit’te depremden sonra çocuklarla başladığımız Fotoğrafçı Çocuklar atölyeleri birbirinden farklı fiziki koşullara sahiptiler. Cephanelik Çadırkentinde yapılan ilk çalışmada fotoğraf atölyemiz uzun süredir kullanılmamış, elektrik ve suyu olmayan ısı ve ışık yalıtımı yeterli olmayan askeri amaçla kullanılmış eski bir fünye deposuydu. Buranın fiziki şartlarının fotoğraf atölyesine ve S&B bir karanlık odaya dönüştürülmesi için yoğun çaba ve emek harcadık. Bu şartlarda bir atölye kurmak biz gönüllü eğitmenler için de önemli bir deneyim olmuştu. 

            ODTÜ ve Şirintepe atölyeleri fiziki şartları açısından benzer özellikler taşıyordu.

Her iki atölye de sosyal merkezler içinde yer alan prefabrik yapılardı. Bu mekanlarda atölyeleri genelde yaz aylarında yaptığımız için en büyük problemimiz sıcak hava olmuştu, bu nedenle çocuklarla atölyelerde daha kısa süreli çalışabiliyorduk. İlk iki atölyenin çadırkentte ve prefabrik kentte olması bizim için bir avantajdı. Çocuklarla birlikte ailelere de ulaşmak da kolaydı. Böylelikle hem biz çocuklara kolay ulaşabiliyor hem de aileler çocuklarını gönül rahatlığıyla atölyeye gönderiyorlardı. Şirintepe atölyesinin prefabriklerden bağımsız, sosyal merkez içinde olması ailelerle irtibatımızın olmamasına neden olmuştu. Okulların kapanması da çalışmalarımızı olumsuz etkilemişti. Şirintepe atölyesinin ilk atölyeden gelen 10 çocuğun da oturdukları yerlere uzak olması onların da atölyeye geliş periyodlarını azaltmıştı.


ÇALIŞMAYI GERÇEKLEŞTİREN KURUMLAR

            İzmit Bekirpaşa Eski Cephanelik Çadırkenti Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi Dayanışma Gönüllüleri ve Enfants Du Monde- Droıts De L’Homme( Dünya Çocukları-İnsan Hakları)’un İzmit Bekirpaşa Belediyesi’nin desteğiyle birlikte gerçekleştirdikleri çalışmaydı.


İzmit ODTÜ Prefabrik Kenti Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi, ODTÜ Mezunları Derneği’nin desteği ile Dayanışma Gönüllüleri faaliyetiydi. (Ağustos 2000-Kasım 2000)


İzmit Şirintepe SLR Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi, Fotoğraf Vakfı bünyesinde Dayanışma Gönüllüleri Derneği’nin desteği ile gerçekleştirildi. (Nisan 2001-Mart 2002)


ÇALIŞMAYI SÜRDÜREN GÖNÜLLÜ EĞİTMENLER 

            İzmit Eski Cephanelik Çadırkenti Fotoğrafçı çocuklar Atölyesi’nde gönüllü eğitmen olarak katılanlar; Özcan Yurdalan, Allaoua Sayad, Mehmet Kaçmaz, Gökhan Gezik, Alp Sezeralp, Baha Bal ve Dora Günel dışında çalışmaya destek veren birçok fotoğrafçı arkadaşımız oldu. 

ODTÜ prefabrikleri Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi ve Şirintepe SLR Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesine gönüllü eğitmenlik yapanlar; Özcan Yurdalan, Mehmet Kaçmaz, Gökhan Gezik dışında Atölyeleri ziyaret eden fotoğrafçı arkadaşlarımız da fotoğrafçı çocuklarla bilgi ve deneyim paylaşımında bulundular.


İzmit Eski Cephanelik Çadırkenti Fotoğrafçı çocuklar Atölyesi’nde iki gönüllü eğitmen sürekli çadırkentte kaldı, böylece atölyelerin hergün açık kalması sağlandı, Atölyede kullanılan günlük gönüllü eğitmenlerin planlı ve koordineli çalışmalarını sağladı. Sonraki iki atölyede de günlük kullanmaya devam ettik.

PARASAL KAYNAK

            Atölyelerde kullanılan demirbaş ve tüketim malzemelerinin temininde öncelikli olarak gönüllü katılım ve bağış yöntemini kullandık. Yaygın bir destek ağına ulaştık. Agrandizör ya da film yıkama ekipmanlarını İstanbul ve Ankara’daki kişi ve kurumlardan sağlarken İlk atölyede birlikte çalıştığımız Enfants Du Monde tüketim malzemelerinin alınmasında destek oldu.


ÇALIŞMA YÖNTEMİ ve ÇALIŞMA KONULARI

            Atölyelerde çocuklarla gerçekleştirilen fotoğraf çalışmalarını gönüllü eğitmenler sürdürdü. Bu çalışmanın öncesinde bize örnek oluşturacak benzer bir çalışma yoktu ve çalışma yöntemini bizim oluşturmamız gerekiyordu. Bu yönüyle biz de bir eğitim sürecinden geçecektik. Deneyerek çocuklarla birlikte öğrenecektik.

Çalışacağımız çocukların büyük bir afet geçirmiş olmaları çalışmanın önemini ve zorluğunu arttırıyordu. Bir taraftan çocukların bu büyük afeti unutmalarına yardımcı olacak diğer taraftan onların kendilerini ifade etme yöntemi olacak fotoğrafçılığı öğretecektik. Örneğin gece meydana gelen depremde tüm şehrin elektrikleri de kesilmişti, dolayısıyla çocukların karanlıktan korkmaları olasıydı. Bu nedenle karanlık odada çalışmak bir dezavantajdı.    Çocuklarla temel fotoğrafçılık bilgilerini paylaştıktan sonra onların çekmek istedikleri konularda foto-röportajlar hazırlamalarını sağlayacaktık.


            Fotoğrafçı çocuklar atölyesinde çalışma yöntemi şu şekilde gerçekleştirildi;


  • Yapılan çalışmalarda öncelikle çocukların yaratıcılıklarının ön plana çıkarılması sağlandı(örneğin kompozisyon kuralları öğretilirken, kendi kompozisyonlarını oluşturmaları önerildi),
  • Çocukların deneyerek-uygulayarak öğrenecekleri bir yol izlendi,
  • Çocuklar atölyede yaptıkları çalışmaları, fotoğraflamak üzere seçtikleri konuları birbirleriyle ve gönüllü eğitmenleriyle tartışabildi,
  • Çocuklarla eğitmenler arasında dayatmacı olmayan eşit ilişki kuruldu, iki tarafında çalışmaya gönüllü katıldığı vurgusu yapıldı, ancak disiplinli çalışmanın da önemi belirtildi,
  • Ödül, ceza ve yarışma’dan kaçınıldı.

Çocuklarla yaptığımız çalışmalar sırasıyla;


  • Temel düzeyde kompakt fotoğraf makinesinin kullanımı ve kısımları,
  • Filmlerin özellikleri, yapıları ve fotoğraf makinesinde kullanılması

  • S&B karanlık oda ekipmanlarının tanıtılması ve karanlık oda kullanımı,
  • Fotoğraf kartı üzerine birtakım nesneler koyarak anlamlı bir görüntü oluşturma çalışması olan fotogram,
  • Temel kompozisyon kuralları, bu kuralları uygulayarak ya da bozarak çocuklarla birlikte yapılan çekimler,
  • Filmlerin yıkanması,
  • Filmlerden kontak baskı alınması,
  • Filmlerin arşivlenmesi ve sergi baskılarının yapılması atölyedeki belli başlı çalışmalardı.

Çocukların belirli bir tema belirleyerek bu tema ile ilgili bir foto-röportaj oluşturmaları sağlandı. Atölyede her gün yapılan çalışmalar gönüllü eğitmenler tarafından atölye seyir defterine kaydedildi. Böylece çocuklarla yapılan çalışmaların takibi ve gönüllü eğitmenler arasındaki koordinasyon sağlanmış oldu. Fotoğrafçı çocukların konu seçimlerinde yöntem öncelikli olarak onların çekmek istedikleri konulardan oluşuyordu. Örneğin; “ Çadırkentte Yaşam” ya da “Annemin bir günü”. Her birinin kendisine ait bir defteri olan fotoğrafçı çocuklar çekim yapmak üzere seçtikleri konuları ve çekecekleri planları öncelikle bu defterlere yazıp daha sonra görüntüye dönüştürüyorlardı. Böylece çocuklar seçtikleri foto-röportaj konularını eksiksiz bir şekilde gerçekleştiriyorlardı. Atölye bitiminde sergi hazırlıklarına başladık, her çocuğun sergi baskısını kendisi ile birlikte yaparak sergiyi hazırladık. Her çocuktan en az bir fotoğrafın sergide olmasına özen gösterdik.


 ATÖLYE EKİPMANLARI

         Çocuklarla Fotoğraf Atölyesi’nde kullanılan ekipmanlar şunlardır;

  1. Agrandizör
  2. Agrandizör poz saati(Timer)
  3. 18x24 cm. üç küvet, 50x60cm. bir küvet
  4. Üç adet maşa
  5. Derece
  6. Ölçekli kap
  7. 5’li film yıkama tankı
  8. 8 adet spiral
  9. Alarmlı saat
  10. Beyaz ampul
  11. Kırmızı ampul
  12. Su ısıtıcısı
  13. 5 lt’lik kart banyosu
  14. 5 lt’lik film banyosu
  15. 10 adet compact fotoğraf makinesi flaşlı ve mekanik kurmalı
  16. 125 ve 400 ASA S/B filmler
  17. Film arşiv poşeti
  18. Arşiv için klasörler
  19. Büyüteç
  20. Çocuklar için yazı defterleri
  21. Eğitmen için “seyir defteri”
  22. Makas
  23. Koli bandı ve şeffaf bant
  24. Yapışkan
  25. Bol miktarda fotoğraf dergileri
  26. Radyo-teyp

 ÇALIŞMA SIRASINDA KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR-ÇÖZÜMLER

            Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesinde karşılaştığımız zorluklar daha çok fiziki şartlardan kaynaklanıyordu. Atölyeye çektiğimiz elektriğin sık kesilmesi veya suyun taşıma yöntemle atölyeye getirilmesi çalışmaların aksamasına neden olabiliyordu. Bunların yanısıra ısı ve ışık yalıtımı da sorunluydu. Isınmayı elektrik sobası ile ışık yalıtımını da siyah ceset torbaları ile sağladık ancak bu konuyu çocuklarla paylaşmadık! Her ne kadar çözüm biraz gürültülü olsa da elektrik sorununu bir jeneratör desteği ile çözdük.


Gece meydana gelen Marmara depreminde şehrin elektriklerinin de kesilmesi çocukları olumsuz etkilemişti. Çocuklarla yaptığımız çalışmanın büyük bölümü karanlık odada geçiyordu. Bu çalışmamız için bir dezavantajdı. Çocuklardan birkaçıyla bu nedenle çalışamadık. Birlikte çalıştıklarımızla karanlık oda yerine fotoğraf atölyesi adını tercih ettik. Çocuklar da bu adı benimsediler.

            Çocukların atölyenin çalışma saatlerine uymalarını sağladık, çocuklara bu çalışmayı onlarla birlikte gönüllü gerçekleştirdiğimizi anlatırken disiplinin önemine de vurgu yaptık, haber vermeden atölyeye gelmeyenlerin çadırlarına gittik, neden gelmediklerini öğrenmeye çalıştık. Atölyenin tek çocuk dahi olsa her gün açık kalmasını sağladık. Çalışmanın sonucunda bir sergi ve kitap hazırlayacağımızı çocuklarla paylaşarak onların bu çalışmaya olan ilgilerini arttırdık.


            İzmit ODTÜ prefabriklerinde kurduğumuz ikinci atölyede ilkinden farklı problemlerle karşılaştık, prefabrik kent içinde sosyal merkezde yer alan atölyede fiziki şartlar çadırkenttekine kıyasla daha iyiydi. Ancak burası nüfusu az olan küçük bir prefabrik kentti. Dolayısıyla çocuk sayısı da sınırlıydı. Çadırkentte yaşadığımız yoğunluğu burada bulamadık. Cephanelik Çadırkenti’nden buraya gelen fotoğrafçı çocuklar da ulaşım zorluğu yaşıyorlardı. ODTÜ prefabrikleri onların yaşadığı yerlere uzaktı. Belediyeyle görüştüğümüz çocukların kullanabileceği ücretsiz toplu taşıma kartı talebi kabul edilmedi. Buna rağmen çocuklar atölyeye gelmeye devam ettiler. ODTÜ prefabriklerinde yaşayan çocukların futbola olan ilgileri de atölyeyi olumsuz etkileyen nedenler arasındaydı. Havaların ısınmasıyla prefabrik atölyenin fazla ısınması da çalışma sürelerini kısaltmamıza neden oluyordu.

            İzmit Şirintepe atölyesi de ODTÜ atölyesi gibi prefabrik yapıda ve sosyal merkez içinde kuruldu. Burada yakında bir prefabrik kent olmaması en büyük dezavantajdı. Hemen yanıbaşında bulunan ilköğretim okulu ise çocuklara ulaşabileceğimiz bir yerdi. Okulların henüz tatile girmediği dönemde başladığımız atölyeye bu okuldan ilgi yoğundu. Okul yönetiminden aldığımız izinle sınıfları dolaşarak atölyemizi çocuklara anlattık ve onları bizimle atölyede çalışma yapmaya davet ettik. Okulların kapanmasına kadar çocukların atölyeye olan ilgileri yoğun oldu. Okullar kapandıktan sonra çocukların bir kısmı yaz tatili nedeniyle memleketlerine gitmişti bu durum da atölyenin başlangıçta ki sayısını oldukça düşürdü. İzmit Bekirpaşa atölyesi fotoğrafçı çocuklarından ODTÜ atölyesine de katılan 10 çocukla Şirintepe atölyesini SLR atölyesine dönüştürdük.


ÇALIŞMA SONUCU; OTAYA ÇIKAN ÜRÜNLER 

            İzmit Bekirpaşa Eski Cephanelik Çadırkenti Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesinde gerçekleştirdiğimiz çalışmayı çocuklarla birlikte sergi baskıları hazırlayarak bitirdik. İlk sergi çadırkentte kurulan kütüphanede gerçekleştirildi. 

“Fotoğrafçı Çocuklar-Depremden Sonra-Fotoğraf Sergisi” yurt içinde ve yurt dışında birçok şehirde sergilendi, festivallere katıldı. Bunlar;

  1. İzmit Bekirpaşa Çadırkent Kütüphanesi
  2. İstanbul Fotoğrafevi galerisi
  3. İzmit S. Demirel Kültür Merkezi 
  4. Viyana Afro Sanat Galerisi
  5. İstanbul Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu
  6. Eskişehir Üniversitesi Galerisi
  7. İzmir Tömer Sanat Galerisi
  8. İstanbul Galatasaray Lisesi
  9. Bursa Şefik Bursalı Sanat Galerisi
  10. Adıyaman Tut Merkez Kıraathanesi
  11. Ankara ODTÜ Oditoryum Galerisi

Kamyon Atölyeler: Hakkari, Değirmendere, Altınoluk, Didim, Kapıkırı Köyü kamyon atölyelerinde de sergiler açıldı.


Yukarıdaki sergilerin dışında Yurtdışı Turnesine de giden “Fotoğrafçı Çocuklar-Depremden Sonra-Fotoğraf Sergisi” Japonya’da 8, Hollanda’da 5,  Almanya’da 2 sergi gerçekleştirdi.

Fotoğraf Albümü: Sergiyle birlikte çocuklar kadar bizi de en çok heyecanlandıran şey bir fotoğraf albümünün ortaya çıkmasıydı; bir fotoğrafçı başka ne isteyebilirdi ki!


Web sitesi: Çalışmanın sonunda, www. photgrapherchildren. org adıyla bir web sitesi yayına girdi.


FOTOĞRAF ATÖLYELERİNİN EĞİTMEN VE ORGANİZASYON GRUBUNA KATKILARI

            İzmit’te depremden sonra Dayanışma Gönüllüleri, Enfants du Monde-Droits de L’homme birlikteliği ile gerçekleştirdiğimiz Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi çalışmasına birçok gönüllü eğitmen katıldı. Katılan eğitmenlerin çoğu daha önce böyle bir çalışmaya katılmamıştı. Aynı zamanda büyük bir afet yaşamış çocuklarla bu kapsamda, tüm aşamaları onlarla birlikte gerçekleştirilen benzer bir çalışma örneği de yoktu. Bu bakımdan çalışmaya katılan gönüllü eğitmenler için de bu bir eğitim süreciydi. Fotoğraf üzerine daha önce öğrenilen bilgiler bu çalışmada büyük bir afet geçirmiş çocuklarla paylaşılacak, onlara öğretilecekti. Atölye çalışmasının yöntemi, programı, konuları, çocuklarla kurulan ilişki, dil, etik gibi meseleler eğitmenler tarafından belirlenecek ve uygulanacaktı. Tüm bunlar eğitmenlerin üzerine düşünerek, tartışarak gerçekleştirdikleri, kendilerini de geliştirdikleri meseleler oldu.

            Dayanışma gönüllüleri faaliyeti olarak başlayan Fotoğrafçı Çocuklar faaliyeti tüm bileşenleriyle kolektif, dayanışmacı, paylaşımcı, çocukların yaratıcılıklarını ortaya çıkarmayı hedefleyen üretken bir çalışma olmuştur. Bu yönüyle çadırkentte başlayan çocuklarla ve gençlerle yapılan resim, müzik, heykel, tiyatro gibi sosyal faaliyetler içinde önemli bir yere sahiptir. Atölye sonrasında ortaya çıkan ürünlerin yurtiçi ve yurtdışında birçok yerde sergilenmesi, fotoğraf atölyesi faaliyetinin farklı televizyon kanallarında haber ve belgesel konusu olması, basında üzerine haberler yapılması da faaliyetin önemini eğitmen ve organizasyon grubu adına arttırmıştır.


FOTOĞRAF ATÖLYESİNİN ÇOCUKLARA KISA VE UZUN VADELİ KATKILARI

            Marmara depreminden sonra gerçekleştirdiğimiz fotoğrafçı çocuklar atölyelerinde onlarca çocuk ve gençle ilişkiye geçtik ve çalıştık. Fotoğraf atölyesi faaliyeti, depremin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltarak, çadırkent ve prefabrik kentlerin zor yaşam koşullarındaki hayatlarına bir soluk getirecek, onların yaratıcılıklarını ortaya çıkararak kendilerini ifade etme ve gerçekleştirmelerinde bir araç olacaktı.

            Bugün eğitimci-psikologların da ifade ettiği, 1999 Marmara depreminin çocuklar üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin giderilmesinde bölgedeki çadırkent ve prefabrik kentlerde gerçekleştirilen kültür, sanat, spor faaliyetlerinin önemli rol oynadığıydı. Görüldü ki çocukların kendilerini ifade etme, gösterme nedeniyle katıldıkları faaliyetler travmalarını daha çabuk atlatmalarına yardımcı oluyordu.

            Çocukların bu olumsuz şartlar içinde fotoğraf atölyesi çalışmasına olan yoğun ilgileri sevindiriciydi. Çocuklar atölye programına ve çalışma saatlerine de dikkat ediyorlardı. Hatta atölyedeki eğitimleri sabah saatlerinde olan çocuklar atölyeden önce gönüllülerin uyudukları çadırlara gelerek önce bizi uyandırıyorlardı. Bu durum bizi hem sevindiriyor hem de çalışma motivasyonumuzu arttırıyordu.

            Çocukların her biri bir dünya demekti bizim için. Bu nedenle tek bir çocuğun dahi hayatına yapacağımız olumlu bir katkı bizim için değerliydi. Bu çalışma onları yalnızca deprem travmasından uzaklaştırmakla kalmayıp her birinin hayatına dokunmalı, onları sosyalleştirmeli ve onlara başka dünyaların da kapılarını açmalıydı. Yıllar sonra çadırkentteki fotoğrafçı çocuklardan birinin Güzel Sanatlar Fakültesinde okuması, daha sonra bir gazetede editörlük yapması sanırım bizim de bu çalışmaya başlarken aklımızda olmayan, öngörümüzün ötesinde sevindirici bir gelişmeydi.


FOTOĞRAF ATÖLYESİ’NİN AİLELER VE ÇEVRE ÜSTÜNDEKİ ETKİSİ

            Eski Cephanelik Çadırkenti İzmit’in doğusunda alt gelir gurubunun yoğunlukta yaşadığı Bekirpaşa mahallesinde yer almaktaydı. Çadırkente yerleşen aileler de çoğunlukla Bekirpaşa ve çevre mahallelerde oturmaktaydılar. Ailelerde işsizlik oranı yüksekti ve hemen her çadırda birden fazla çocuk aileleriyle birlikte yaşamaktaydı. Bu durumda ailelerin barınma, ısınma, yemek, temizlik gibi temel ihtiyaçlarının yanında çocukların eğitim-öğretim ve sosyal faaliyetler gibi ihtiyaçlarının da karşılanması konusunda da ailelerin desteğe ihtiyaçları vardı. Dayanışma gönüllüleri faaliyeti kapsamında bir kütüphane açılması, çadırkentte kreş vazifesi gören çocuk çadırı ya da gençlerle tiyatro çalışması yapan gençlik çadırı gibi fotoğraf atölyesi de çocuklarla yapılan faaliyetler arasında önemli bir yere sahip oldu.

            Çadırkent ve prefabrik kentlerde gerçekleştirilen atölye çalışmalarında ailelerle iyi ilişkiler kuruldu. Ailelere ziyaretler gerçekleştirildi, yaptığımız çalışmaların amacı, hedefleri ailelerle paylaşıldı, aynı zamanda yaptığımız çalışmaları izlemek isteyen aileler de atölyeyi ziyaret edip yaptığımız çalışmaları yerinde görmeleri sağlandı.

            Çocukların öğrendikleri ve uyguladıkları bir belgesel fotoğraf yöntemi olan foto-röportaj yöntemi, seçtikleri, çekmek istedikleri konuyla insani ilişki ve empati kuran, dolaysız aktarma amacı olan bir yöntemdi. Bir foto-röportaj gerçekleştirirken seçtikleri konular kendi aileleriyle, okullarıyla ya da yaşadıkları çevreyle olan ilişkilerini etkiledi. Çocukların atölyede yaptıkları çalışmalar ve çektikleri konular üzerine ortaya çıkardıkları ürünleri aileleriyle, arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle paylaşmaları hem takdir toplamalarına neden oluyor hem de kendilerine olan güvenlerini arttırıyordu. “Annemin bir günü”, “Çadırkentte yaşam”, “Depremden sonra İzmit” gibi çektikleri konular onların fotoğraf makinesi aracılığıyla kendi dünyalarına, ailelerine ve yaşadıkları çevreye “içeriden bakmalarını” sağladı.
  

ÇOCUKLARLA FOTOĞRAF ATÖLYESİ ÇALIŞMASININ MÜFREDAT VE İŞLEYİŞİ

            1999 Marmara depremi sonrasında öncelikle İzmit’te çadırkent ve prefabrik kentlerde başlayan çocuklarla fotoğraf çalışması daha sonra farklı il, ilçe ve köylerde devam etmiştir. Düzce Hacısüleymanbey ve Aksu Çay köylerinde, İstanbul’da sokakta yaşayan çocuklarla, Diyarbakırda sokakta çalışan çocuklarla, İstanbul Esenyurtta, Roboski’de, Van’da ve gezici fotoğraf atölyesi-fotoğraf kamyonuyla birçok etkinlik ve festivalde yüzlerce çocuk ve gençle fotoğraf atölyeleri gerçekleştirildi. Bu atölyelerde onlarca gönüllü fotoğraf eğitmeni çalıştı. Fotoğraf atölyelerinde çalışan ve gönüllülük temeli üzerinden bir araya gelen eğitmenlerin niteliği, formasyonları, atölyelerde çocuklarla çalışırken nasıl bir program ve yöntem izlemeleri gerektiği fotoğraf atölyelerinin öncelikli meselesidir. Dolayısıyla eğitmenlerin ortak bir müfredat, dil ve işleyişe ihtiyaçları vardır. Çocuklarla yapılan çalışmaların aksamadan sürmesi, aynı atölyede dahi çalışan eğitmenler arasında koordinasyonun ve eğitim birliğinin sağlanması açısından bu önemlidir. Elbette bu müfredat ve işleyiş eğitmen ya da çocukların katılımlarına açık, esnek bir yapıya sahip olmalıdır.

ÇOCUKLARLA FOTOĞRAF ATÖLYESİ ÇALIŞMALARININ SÜREKLİLİĞİ  

            Biz 1999 Marmara depreminden sonra İzmit Eski Cephanelik çadırkentinde bir araya gelen birkaç fotoğrafçı arkadaştık ve depremzedelerle farklı birçok atölyenin, etkinliğin yapıldığı bu çadırkentte çocuklara ve gençlere yönelik fotoğraf atölyesi çalışması yapma kararı aldık. O günden bugüne yurt genelinde sayısız fotoğraf atölyesi çalışması yapıldı ve sayısız çocukla-gençle çalışıldı. 

            Şimdiye kadar gerçekleştirilen bütün fotoğraf atölyelerinin tek bir amacı vardı; “Sözü çocuklara vermek!” bu amaç gerçekten atölyeler nerede yapılırsa yapılsın bu çalışmanın yürütücüleri, destekleyicileri tarafından yadsınamayacak, herkesin ortaklaştığı bir amaçtı. “Fotoğraf” bu amacın sadece bir aracıydı. Ne yaptığımızdan daha önemlisi nasıl yaptığımızdı. Yaptığımız çalışmanın sonucu kadar çalışma süreci de önemliydi, değerliydi.

            Öncelikle biz çocuklarla bir oyun oynuyorduk, bu oyunun kuralları vardı ancak bu kurallar bozulabilirdi, değiştirilebilirdi hem de oyun esnasında. Bu mızıkçılık anlamına gelmiyordu. Gelse de bu oyunda mızıkçılık kötü bir şey değildi. Mesela çekim yaparken mızıkçılık yapıp fotoğraf makinesini ters tutabilirdik. Çocukların söyleyecekleri sözü özgürce söylemeleri, yaratıcılıklarını ortaya çıkarmaları ancak bu şekilde olacaktı. Çocuklar “güzel şeylerin” fotoğrafını çekerken “çirkin şeyleri” de gözden kaçırmıyorlardı. Sevdikleri bir kişinin, ailelerinin hayatlarını fotoğraflarken aynı zamanda yaşadıkları olumsuzlukların, değişmesini istedikleri şeylerin de görüntülerini kaydediyor, belgeliyorlardı. Bu insani bir davranıştı ve çocuklar bunu doğal olarak yapıyorlardı. Çocuklar objektiflerini yaşadıkları hayata çevirmişlerdi, bu hayata dair bir merak etme ve soru sorma süreciydi. Soru: “Neden?”di.

            Çocuklarla Fotoğraf Atölyesi çalışmalarının ilki olan İzmit Eski Cephanelik Çadırkenti Fotoğraf Atölyesi çalışmasının üzerinden 14 yıl aşkın bir süre geçti ve bu süre içinde farklı atölyelerde sayısız çocukla çalışıldı. Bu atölyelere onlarca gönüllü eğitmen katıldı. Yapılan atölye çalışmalarının ürünleri olan sergiler açıldı, kitaplar yayınlandı. Bugün yapmamız gereken çocuklara verdiğimiz sözün onlarda kalmasını sağlamaktır.

            Kapitalist piyasa ekonomisinin eğitim-öğretim faaliyetlerini kuşatma altına aldığı, tek tip insan yetiştiren, özgür düşünce ve yaratıcılığın önünde engel, dünyanın en pahallı ancak sınav odaklı ve niteliksiz okullarının yer aldığı ülkemizde alternatif eğitim modellerine de ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. 1973 yılında Aziz Nesin’in Çatalca’da kurduğu “Nesin Vakfı”, İzmir Şirince’de yer alan “Nesin Matematik Köyü”, “Başka Bir Okul Mümkün Derneği”nin Bodrum’da açtığı “Mutlu Keçi ilkokulu” gerçekleştirilen alternatif eğitim modelleri örnekleridir. Bu güne kadar gerçekleştirdiğimiz çocuklarla fotoğraf atölyeleri de alternatif eğitim yöntemleri uygulanarak gerçekleştirilen çalışmalardır. Bu çalışmaların deneyimlerinin bir araya getirilerek gerçekleştirilecek, sürekli kılınacak bir “Çocuklarla Fotoğrafçılık Okulu” yeni bir alternatif eğitim modeli olarak hayata geçirilebilir. Günümüzde meslek liselerinde bölümleri olan fotoğrafçılığın bağımsız, alternatif bir okulunun olması düşünülebilir.      

1999 İzmit Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi

Duygu Sezer


    Aslında hayatım 17 Ağustos 1999 depremiyle değişti. Depremden sonra çok zor bir hayatın beni beklediğini biliyordum. Resmen hayatta kalma mücadelesi veriyorduk. Depremden çok kısa bir süre sonra İzmit Cephanelik Çadır kentine taşındık. Tek bir çadırda ailem ile birlikte kalıyordum. Açıkçası depremin daha ne olduğunu anlamadan depremin getirdiği zorlukları yaşamaya başlamıştık. Küçüktüm ama savaşıyordum. Psikolojim bozuktu ve sağlıklı düşünemiyordum. İşte tam bu zamanda Dayanışma Gönüllüleri ve Fotoğraf atölyesiyle tanıştım. Her gün değişik aktiviteler vardı. 1000 tane çocuk varsa şayet hepsiyle tek tek ilgileniyorlar her akşam masal okuyorlardı. Hani hala  gülebiliyorsak onların desteğini unutmamak lazım . Sabırla ve şefkatle davrandılar her zaman. Her çocuğun özel olduğunu öğrettiler bize. Aslında ben o kadar yaramaz bir çocuktum ki bu anlattıklarımın hiçbiriyle ilgilenmiyordum. İlk zamanlar hiç gitmek istemiyordum.  Annem sürekli yaka paça götürürdü beni atölyeye. O da belki uslanırım düşüncesiyle bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Ama ben  varsa yoksa sokaklarda geziyordum . Ta ki atölyede ceset torbalarını görene kadar  . İlk başta ceset torbalarıyla ne yapıyorlar diye düşündüm sonra bir baktım adamlar yıkadıkları filmleri mandalla asıp, ceset torbalarıyla örerek toz veya herhangi bir şeyden koruyorlarmış. İşte benim hayatımda o gün değişti. Atölyede nerden baksanız 100 tane çocuk vardı. Hepsiyle aynı hoşgörüyle ilgilenmek bence çok zor. Yeniden güleceğimi tabi ki biliyordum ama bu kadar kısa sürede olacağını tahmin etmiyordum. O zamanlar okula gidemiyordum ama onların sayesinde bu açığımı bile kapattım.  Bu yüzden hepsine ayrı ayrı minnettarım.
   Atölyede ilk nasıl fotoğraf çekileceğini ve nasıl basılacağını öğrendim .En güzeli de bir kez olsun hocalarım hiç biri kalbimi kırmadı. Hep arkadaş gibi oldular bana. Aslında hepimize. Belki de kendimi bu yüzden bu kadar özel hissettim. Sadece fotoğraf çekmeyi değil, bana o vizörden baktığımda bambaşka bir hayat gösterdiler. Tabi ki bakabilmekte önemli. Daha 10 yaşındayken nasıl dik durmayı öğrettiler. Gerçekten abartmıyorum.. O zamanlar şunu öğrendim “ Hayal kurmak başarmanın yarısıymış” başardım! Nasıl mı? Şöyle anlatayım; Atölyeye başladıktan sonra bir çok yerlerde sergiler açtık. Ama benim için, içlerinde en gurur verici Japonya maceramdı. Bir gün okuldan eve geliyorum, kapıda bir baktım Japonlar. Benim için gelmişler. Sadece benim için. Belgesel yapmak istiyorlarmış. Hem de  hayatımı.  Neyse konuştuk anlaştık 23 günlük bir belgesel yaptık. Yorucuydu ama güzeldi. Unutulmayacak kadar güzel... Ve  ben o zamanlar daha 13 yaşındaydım. Çekimler bittikten sonra Japonya da gala yapıldı. Davet ettiler ama yaşım ufak diye annem göndermedi. Emir büyük yerden. Ama telefonla canlı bağlantı yaptık. Ve o telefonun ardından duyduğum o çığlıklar, alkışlar ömrüm boyunca yeter bana. Gururlandım ve ilk kez o gün büyüdüğümü hissettim. Ve dedim ya başardım... Ve daha bir sürü röportajım ve sergilerim oldu. Ama her şey den önemlisi bu başarımın ardında tek bir insan vardı. O kişide Özcan YURDALAN'DIR. Bu yaşadığım özel günlerin tek mimarisi o. O bana, bu kadar sabırlı, şefkatli, anlayışlı ve sevgi dolu olmasaydı, ne bu işi bu kadar sever ne de sizlere anlatacağım bugünleri yaşayabilirdim. Hayatım boyunca minnettar kalacağım insanların başında geliyor. Bana emeğinden ötürü başta Özcan YURDALAN olmak üzere, Mehmet KAÇMAZ Gökhan GEZİK, Alp SEZERALP ve Alowu SAYAD' A sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...
    Çünkü fotoğraf atölyesinde sadece fotoğrafla ilgili şeyler öğrenmedik. Hayata dairde bir sürü sohbetler yapıyorduk. Evimden daha fazla atölyede zaman geçiriyordum desem yeridir. Her günümüz dolu dolu geçiyordu. Sıkıntılarımızı, her sorunumuzu paylaşabiliyordum. Herşey den önemlisi sizi her zaman dinleyebilecek insanların olması çok güzel bir şey. Ne diyebilirim ki teşekkür ederim.. Hani anlatsam roman olur derler ya, öyle bir hikâye bizimkisi. Zorluklarla başlayan,  ama ne mutlu ki sonu güzel biten bir hikâye.  Yazmakla da anlatamam üzerimde ki emeklerini. Umarım benden sonra ki çocuklarda bu kadar şanslı olurlar. Çünkü unutmayalım her çocuk özeldir..
     Şu an 25 yaşındayım. Ve inanın severek yapabildiğim tek şey fotoğraf çekmek. Ama bu kadar çok sevdiğim ve başarılı olduğumu düşündüğüm bu işi ne yazık ki hayat şartları el vermediği için yapamıyorum. Türkiye’ de bu işe pek önem gösterilmiyor. Kaybolmaması gereken bir sanat ve umarım kaybolmaz... Ama ne olursa olsun, üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin ne fotoğrafçılığa duyduğum bu aşkı, ne de bana bu aşkı aşılayan çok sevdiğim ve ayrıca saydığım ÖZCAN YURDALAN hocamı kalbimin en özel yerinde tutmaktan vazgeçmeyeceğim..